26 Temmuz 2013 Cuma

Ev & Sen

Bir evde; 
aşk olmalı,
mutluluk olmalı,
kıskançlık olmalı,
kavga da olmalı, 
barış da olmalı.
Ama önce bir ev olmalı; 
o evde de sen olmalı.

27 Haziran 2013 Perşembe

Biri

Mükemmel kişileri aramaktan vazgeçin. 
Tek ihtiyacınız olan size sahip olduğu için şanslı olduğunu düşünen biridir.

(No Strings Attached)

27 Mayıs 2013 Pazartesi

İyi ki var olana :)

hayatıma 6 ay önce girip şu an yaşamımın anlamı olan bir adam var
öyle ki;
sanki onca yıl beklememişim, isyanlara kalkmamışım, kim olduğunu bilmediğim bir adama sitemler dizmemişim gibi
sanki doğdum, büyüdüm, tanıdım ve hep vardı gibi
sanki canım kelimesini ilk kez bu kadar içten ve anlamlı söyleyip yine de yetiremiyormuşum gibi
sanki hissettiklerimi anlatmak için kelimeler yetersiz ya da sürekli söylenince büyüsü bozulacakmış gibi
sanki gözlerim engelleyemediğim bir biçimde konuşuyor ve ondan hiç ayrılmak istemiyor gibi
sanki ona dokunmasam bir anda kayboluverecekmiş gibi
sanki onsuz olan şey, söylenen söz var mı ki? gibi
sanki düşünmek için onlu şeyler dışında hiçbir konu yokmuş ya da çok çok önemsizmiş gibi
sanki binlerce sanki yazabilecekmişim gibi :)
***
güsel :)
yaşamak güsel, o güsel, onunla olmak güsel
sevmek, sevilmek güsel...
***
iyi ki doğmuşsun
iyi ki varsın bitanem
iyi ki benimlesin
ve hep benimle kalıcaksın
seni çok seviyorum supermanım benim :)

27 Nisan 2013 Cumartesi

Keyfi Yolunda Aşkı Sonunda :)

17 Mart 2013 Pazar

Pazar Senindir ;)

Zor gibi gelmedi oyundu bize tabi
Demlenmedi ki ruhumuzun feri
Büyümeyecektik itiraf et hadi

4 Mart 2013 Pazartesi

Seninle Güsel :)

senin sesinle uyanmak
gün içinde mesajlar, konuşmalar
iş bitimini beklemek
ve gelmen
seninle yemek, içmek, gezmek, görmek...
seninle konuşmak, paylaşmak, eğlenmek...
beni kızdırman, kendimi tutamam, savaşmak...
sarılmak...
ayrılamamak...
günü seninle bitirmek...
***
günlerin bir geçmesi
neredeyse herşeyi seninle düşünmek
insanların senli sorular sorması
hayatımın ortasına düşüveren birisin sen
öyle ki öncesindeki sitemim, özlemimle
şu an ki sevincim, mutluluğum
birbirine karıştı ne olduğunu bile anlayamadığım bir süre
şimdi ise bu hızlı gidiş ve olduğumuz yer çok tuhaf
güsel bir tuhaflık bu :)
huzurlu ve mutlu
öncesini silen ve herşeyi güselleştiren...
yani seninle herşey güsel ya da herşey seninle güsel...

20 Ocak 2013 Pazar

Uzun Bir Yalnızlıktan Çıktım Anla Beni...

uzun bir yalnızlıktan çıktım anla beni
bunca zaman sonra alışmaya çalışıyorum
birinin hayatımın ortasında yer almasına
her sözümde, hep yanımda olmasına
garip bir şey anlatmak zor
bazen çok güsel, mutlu mesutken
bazen sınırlanma, çok alışma ihtimallerinden korkuyorum
sana alışmak için çabalarken, alışmaktan da korkuyorum
seni severken bazen de kızıyorum kendime ve  sana
yanındayken uzatamıyorum hiç bir sorunu
surat asışına dayanamıyorum, gül istiyorum
gün içindeki sorunlar senin yanındayken bitiveriyor
huzurluyum, mutluyum aslında
ama uzun bir yalnızlıktan çıktım sevgili
o kadar uzun ki
beklemekten bile vazgeçmişken çıktın karşıma
şimdi emin olmak istiyorum sadece
ama bunun nasıl olacağından da bir haberim
zaman diyorum tanıdıkça birbirimizi
birlikte oldukça, gördükçe, duydukça, hissettikçe...
anlaması da anlatması da zor
bazen kızıyorum kendime ne bekliyorsun diyorum cevapsız...
o kadar beklenmediksin ki
güllerle gelmen, özlemen, her gün farklı bir güsel sözle uyandırman
günlerin seninle başlaması, seninle bitmesi
gitmelerimiz, gezmelerimiz, hayallerimiz
garip hem de çok garip
gerçekmiş gibi değil
saçmaladığımın farkındayım
ben de kendimi anlayamıyorum malesef
ama garip bir şekilde bunun farkında olduğunu
ve bana zaman verdiğini biliyorum
hazır olmadığımın farkındasın
elini çabuk tut diyenlere inat...
zamanla yaşayarak gelişmeli bazı şeyler...
***
ilk tanışmamızdan bu yana 2 ay geçti sadece
ama sanki çok daha uzun zaman geçmiş gibi
hep yanımdaymışsın gibi...
garip bir şeyin içindeyiz
her günümüz her anımız bir olmaya başladı
korkuyorum
alışmaktan, yok olmandan
ve bunu sana anlatamıyorum
karmaşıksın derken
aslında bazen anlamlandıramadığın
ruh hali değişikliklerimi kastediyosun eminim
öyle ki ne demek istediğimi bile anlamıyorsun bazen
bense bilmeni istiyorum söylemeden
anlamanı istiyorum hissettirmeden
bazen enteresan bir şekilde yapıyorsun da bunu
sadece zamana ihtiyacımız var
zamana ihtiyacım var anla lütfen...

2 Ocak 2013 Çarşamba

Meet Joe Black

 ‎- Seni gerçekten sevdiğini nereden anlıyorsun?
+ Çünkü o benimle ilgili en kötü şeyleri biliyor ve sevmeye devam ediyor.

Meet Joe Black (1998)


1 Ocak 2013 Salı

Supermanim :)

ne garip yanımdasın,
dokunuyorun,
öpüyorsun,
içimi ısıtıyorsun
sarılıyorum sana
kokun sinmiş baksana...
ne zaman yakın olduk bu kadar bilmiyorum
bir duvar vardı artık yok
alışıyorum sana
güne seninle başlamayı ve seninle bitirmeyi seviyorum
yanımda olduğunu, sevdiğini bilmek güsel
huzur veriyorsun dediğinde takıldığıma bakma
senin yanındaki kadar huzurlu olmadım hiçbir yerde...
birden senli oluverdi herşey
sanki hiç sensiz olmamış gibi...
sensiz düşünmek zorlaştıkça korkuyorum
böyle herşey güsel
seninle yeni bir yıla girdik
seninle her gün yeni
benim için de yenisin hem de cok yeni
ama bir o kadar da eskisin sanki varlığımdan beri
seni tanımıyorum belki tam olarak
ki sende beni
ama hani bilirsin ya birini tanımadan hislerinle
öyle biliyorum işte seni
tarifi karmaşık, duygularım karmaşık, ben karmaşık...
kokun sinmiş şaçıma
ve gün geçtikçe yakınlaşıyorsun bana
hem seviyorum hem korkuyorum
ama istiyorum da...
yanımda ol istiyorum,
ara sor istiyorum,
bil istiyorum beni
ben de seni
sev istiyorum beni
ve ben de...
gülümsemeni seviyorum,
gamzelerini seviyorum,
elimi tutmanı seviyorum,
sarılmanı seviyorum,
sıcaklığını seviyorum,
yanımda olmanı seviyorum,
beni düşünmeni seviyorum,
kıyamamanı seviyorum,
sabahları uyanmamı beklemelerini seviyorum,
seninle planlar yapmayı seviyorum,
ve sanırım ben seni seviyorum...
sen benim taytsız ve pelerinsiz biricik supermanimsin :)


7 Aralık 2012 Cuma

2012'ye Veda

2012'den cok umutluydum
nedense 2010'dan beri bu yılı bekliyodum
ama beklentilerime inat o kadar kötü şeyler oldu ki
sevdiklerim üzüldü, ben üzüldüm
birilerine güvendim kazık yedim
yapılması gerekenleri yaptım boşluğa düştüm
onca yıl ağlamadığım kadar ağladım
insanlara güvenim sıfırlandı
agresif, çabucak sinirlenen birine dönüştüm
ama bunlara inat cok fazla gezdim
gitmek istediğim çok farklı yerlere gittim
ve yılın ortasında hiç beklemediğim bir mucize oldu
tam umutlarım tükenmişken
sonrasında herşey güzel gitti
yeni yer, yeni insanlar vb yenilikler
öyle bir durumdaydım ki
herkese güvensiz, herşeye isteksiz,
herşey her an elinden gidicek gibi...
ama farkettim ki etrafımda hep sevenlerim var
ve ben kötü düşüncelerle bir yere gidemiyorum
herşey güzelken kıymetini bilmeli
silmeli dedim geçmişi
önümde açılan kapıdan geçip devam etmeli
ve 2012'nin son ayları farklı süprizlerle geldi
bu yıl farklı olacaktı unuttun mu der gibi
onca zaman bu yılı boşuna mı bekledin der gibi
önce uzun zamandır istediğim arabamı alıyorum
sonra kimse yıkamaz dediğim duvarlarım yıkılıyor
iyi bir şeyler oluyor sanırım
duygularım konusunda bir tarifim yok
hem çok hızlı, hem çok yavaş
garip, karışığım yine
ama bu sefer güsel bir karmaşa
gülümsemesini sevdiğim biri var
inşallah "iyi insan gülüşünü sevdiğiniz kişidir"
ifadesi doğrudur
2012 çok garip bir yıl
beni alt üst etti
dibini de gördüm en yüksek yerini de
kaderimin kesin çizgilerle çizildiği
enteresan bir yıl olarak ömrüme kazınacak
ve herşeye rağmen
bu yılı birlikte bitirmek istediğim biri var :)
ne dersin 2012'ye birlikte veda edelim mi?

6 Aralık 2012 Perşembe

Ah Güzel İstanbul

‎- Benim için bir tek sen varsın.
~ Benim için de sen.
- Ne yapacağız şimdi bundan sonra?
~ Bilmem. Ama yaşıyoruz, iki kişiyiz ve birbirimizi seviyoruz. Korkma, dünyada her zaman inanılacak sağlam şeyler bulunur.

Ah Güzel İstanbul


4 Aralık 2012 Salı

Hoş geldin :)

Hoş geldin!
Kesilmiş bir kol gibi
omuz başımızdaydı boşluğun...
Hoş geldin!
Ayrılık uzun sürdü.
Özledik.
Gözledik...
Hoş geldin!
Biz
bıraktığın gibiyiz.
Ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta...
Hoş geldin.
Yerin hazır.
Hoş geldin.
Dinleyip diyecek çok.
Fakat uzun söze vaktimiz yok.
Yürüyelim...

Nazım Hikmet RAN / 1932 Birinciteşrin 5, Çarşamba gecesi

13 Kasım 2012 Salı

Hayat Bilmecesi ~ 9. Perde ~ Piyonlarla Dans

hayat garip oyunlarıyla sahnede yine
perde açılıyor
santranç oyununun içindesiniz
insanlar sizi köşeye sıkıştırmak, oyundan atmak için savaşıyorlar
garip olan siz bütün hamleleri ve ardındakileri görüyorsunuz
zavallı piyonlar
güya zeki hareketlerle sizden kurtulmaya çalışıyorlar
hamleler, entrikalar, arkadan yapılanlar...
siz savaşıyorsunuz bir süre, hamle üstünde hamle
çoğu zaman beraberinde de pişmanlık...
birinin oyununu bozmak, onu devre dışı bırakmak
vicdan azabı oluyor ne de olsa insansınız...
geri dönüp özür dilemek bile geçiyor içinizden
ama bir de bakıyorsunuz ki ardından farklı bir hamle
ve aslında amaç sadece sizden kurtulmak
çünkü sizin doğrularınız birilerinin oyununu bozuyor
tabi gelmiyor işlerine...
***
hayat, bazılarını sizle stratejik oyunlar oynasınlar diye çıkartır karşınıza
benim gibi fazla iyi niyetli değilseniz
darbe almadan kendinizi korumayı öğrenebilirsiniz
(çok zor olduğunu düşünsem de...)
ki genelde biri sizi beklemediğiniz anda, beklemediğiniz yerden vurur
siz o şoku atlattıktan sonra tekrar güvenemezsiniz kimseye
herkesten kuşkulu, herşeyden kuşkulu...
yapılan iyiliği bile sorgular olursunuz
neden? niye? niçin?
anlayın artık nasıl bir psikolojiye bürünülür...
aslında onca zaman ne kadar safça baktığınızı anlarsınız hayata, insanlara
karşınızda oynarken, sizin değişmemenizi sorguladıkları gelir aklınıza
herkese iyidir derken, ne kadar aldandığınızı anlarsınız
ve oynanan oyunları görürsünüz bir bir
herkesin yerine göre taktığı maskeleri
hatta değiştirirken sizden çekinmediklerini farkedersiniz
nasılsa sorgulamıyorsunuz, herkes olduğu gibi...
hakkaten büyük saflık...
yola devam etmeli dersiniz sonra
silersiniz birilerini, atarsınız oyununuzdan
birilerinin hep etrafınızda oynayacağından habersiz...
zamanla tahammül edemezsiniz, görmezden gelmekte bir yere kadar
hele ki bir şekilde sizi dahil etmeye çalışıyorlarsa
dayanamazsınız, patlarsınız
herşeyi birbir dökersiniz ortaya
kim olduğu, ne olduğu, konumu, yeri, zamanı hiç farketmez
kimin umrunda...
pişman olursunuz bir zaman size yakışmamıştır
ama görürsünüz ki o piyonlara yakışmıştır...
pişmanlık hafifler, geçer 
hatta iyi ki ye bile döner zamanla
ne olursa olsun hayat piyonlarını çekmez üzerinizden malesef 
biri gitse gelir diğeri 
ama ben büyüyorum be hayat
artık piyonlarının oyunlarını görüyorum
zavallılar satranç oynadıklarını sanıyorlar
ama bilmiyorlar ki ben artık bowling oynuyorum ;)

8 Kasım 2012 Perşembe

Nice Senelere...

7 Kasım 2012 Çarşamba

Olmalı!

Sevgi çaresizlikten doğmaz
Adı o zaman sevgi olmaz
...
Yaşamın bir anlamı olmalı
Olmalı, olmalı, olmalı!!!

5 Kasım 2012 Pazartesi

Leyla ile Mecnun

Senden sonra çok değiştim ben Leyla.
O kadar değiştim ki herhalde tanıyamazsın beni görsen.
Beni seven herkesi kırıyorum, dinlemiyorum, umursamıyorum söylediklerini.
Bomboş yaşıyorum ne söylediğimin farkındayım ne insanların ne sevdiklerimin.
Niye böyle biliyor musun?
Çünkü sen hep kafamın içindesin.
Leyla senin fikrin kafamın içinde bir hayalet gibi ve ben o hayaletle uyuyorum her gece.
Ne olur artık izin ver bana.
Ne olur yaşamama izin ver.
Tekrar birilerini sevmeme izin ver.
Ölemem ben.Öldürüremem kendimi Leyla.
Babamı yalnız bırakamam.Yanına gelemem Leyla.
Çok uğraştım seni getirebilmek için ama yapamadım.
Biraz mutlu olmak istiyorum sadece o kadar.
Sen yanımda ol yine kal ama ne olur bana izin ver.
Üçümüz birden sevinemez miyiz?


Leyla ile Mecnun

1 Kasım 2012 Perşembe

Ruhumda İsyan Bedenim de Sızı...

bazen istemez canınız hiç bir şey
donuklaşırsınız zamansız
aslında çok şey istersiniz ama olmayacaksa hiç bir şey...
belki cocukluk, belki saçma 
ama bazen boşalır herşey
anlamsızlaşır, hissizleşir
beyninizi yormak ya da bir adım atmak gelmez içinizden
mümkün olsa ıssız bir adada olmayı tercih edersiniz
sevdikleriniz ne yapsa boştur
aslında sadece birinin sesini duymayı beklersiniz
ıssızlığı dağıtmak için
ben varım demesini istersiniz
olmaz işte...
herkes mutluyken siz mutsuzsunuzdur
herkes severken, gezerken, eğlenirken
aynı şeyleri yapar ama mutlu olamazsınız
sevdiğiniz şeyleri sevdiklerinizle yaparsınız
olmayan bir şeyler vardır işte
gülerken mutlu gibisinizdir
sonra birden içinizden çekiliveririr sevinç
hişşş der gibi
biri size sürekli neden mutlusun? olmamalısın der gibi
kendinize dışardan bakarsınız sanki ruhunuz bedenden ayrılmış
siz başka, o başka gibi
ruhsuzsunuzdur...
***
ruh acı bir gülüş atar size zavallı der
kalabalıklar arasında yalnız oyuncu
ne kadar oynayabilirsin daha
söylesene ne kadar kanayabilirsin daha
kapatınca, gizleyince, unutmaya çabalayınca
sanır mısın ki bitiverir herşey hiç olmamışcasına
olmuyor işte be güselim
ışık kapanınca her şey bir bir hücum ediyor beynine
düşünmek ve çözüm bulamamak, bulmak istememek arasında çabalarken
sanki düşünmek yetmiyormuş gibi
bir de kalbine saplanır bir sızı
yeter der deli gibi attıramadığın,
atmaya çalıştığında susturduğun, durdurduğun için...
kontrol manyağı mısın? duygusuz mu bilemedim?
filmlere deli gibi ağlayıp,
başkalarının acılarını dert edinip,
bir insanın karşısında nasıl buz gibi olabilir insan
anlamlandıramıyorum seni...
sonra da biri anlasın, çabalasın, zorlasın istiyorsun
senin için kim uğraşsın?
herşeyin o kadar kolay olduğu bir zaman da
zor kız mısın sen?
ah canım...
ama o beklediğin bu zamanda yok
yıllar birbirine karışmışta sen burada yanlışlıkla kalmışsın gibi
yanlışsın, yalnızsın...
sadece beklediğin değil aslında mesele
alışamaman...
bazı insanları tanımaya, bazı ilişkileri görmeye, bazı sözleri duymaya,
bazı bakışları kaldırmaya vb bir sürü bazı...
her gün bunlara karşı kendin olmaya,
görmemeye, duymamaya, bilmemeye çalışmak
yoruyor seni, tiksindiriyor
ama yaşamak bir nevi bulunduğun sahnede oynamak
kaçacak yer yok sahne değiştiriyorsun 
o bile çözüm değil
insanlar değişiyor ama karaktersizlikler aynı
biri de çıkıp esas adam olmuyor
hey bunlarla tek başına yüzleşmek zorunda değilsin
ben varım demek bu kadar zor mu?
***
benim filmim sadece esas kızın yüzleşmesi ve dik durmaya çalışması mı?
ama şimdiye kadar hiç böyle bir film çevrilmedi
ben izlemedim böyle bir film
esas kız odaklı filmler de bile bir oğlan vardır
yanındayım diyen...
vardır en azından bir şey yapmasa da
gülümseyerek ne yaparsan yap ben burdayım der
saçma sapan biliyorum
birinin olması dünyayı değiştirmeyecek,
etrafımda ki insanları ya da ne bileyim alışamadıklarımı
evet hiç bir şeyi değiştirmeye gücü yetmeyecek
bunun farkındayım
sadece bunlara rağmen yaşamımı güzelleştirecek birini istiyorum
ve evet çok şey istiyorum
üzgünüm...

30 Ekim 2012 Salı

Bi' gün

kaleme akar iki gözüm...

Biz Var Oldukça

bu vatan isimini bilmediğimiz binlerce kahramandan bize armağan
bu vatan için ter, kanlarını akıtanlardan kalan...
Hürriyet, Cumhuriyet!
şimdilerde kutlamanın bile yasaklanmaya çalışıldığı
insanların hafızalarından Laiklik ile birlikte silinmeye çalışan kelimelerden biri
ama sadece bir kelime değil işte
o kelimeyi rahat telaffuz edelim diye ölenler var
bizim şu an ki biz olmamız için canlarını yok sayanlar var
bastığımız toprak kırmızı bizim!
göklerde dalgalanan bayrağımız boşuna almadı o rengi
bu topraklar çocuğunu, gencini, yaşlısını bağrına aldı
üstünde kalanlar özgür olsun diye,
kimsenin hükmünde olmadan yaşama şansları olsun diye
şimdi nasıl bunlar hiç olmamış gibi yaşanır?
Türküz biz!
yeri geldiğinde çocuklarının bile seve seve savaşa koştuğuyuz
birbirimize inancımızı azaltsakta bazen
tarihimize sahip çıkarız
bize emanet edilen vatanı çocuklarımızdan ödünç aldık biz
ne özgürlüğümüzü ne de geleceğimizi teslim ederiz baskı kurmaya çalışanlara!
çocuklarımızdan, gençlerimizden bayramlarını alsan ne olacak?
sokaklara dökülür kendi bayramımızı kutlarız barikatlarına inat
tarih kitaplarını değiştirsen ne olacak?
evelallah tarihimizi bizden sonrakilerine anlatırız
biz var oldukça kutlanacak bayramlar!
biz var oldukça yaşayacak Cumhuriyet!
biz var oldukça bu vatan sadece bu millete ait olacak
al bayrağı göklerde dalgalanacak Türk Milletine...



29 Ekim 2012 Pazartesi

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!

"Türk Milleti!
Kurtuluş savaşına başladığımızın 15. yılındayız. Bugün, cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
Kutlu olsun!
Bu anda Büyük Türk Milleti'nin bir ferdi olarak bu kutlu güne ka­vuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Yurttaşlarım!
Az zamanda, çok ve büyük işler yaptık Bu işlerin en büyüğü teme­li Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir: Bundaki muvaffakiyeti Türk Milleti'nin ve onun değerli ordusunun, bir ve beraber olarak azimkarane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıkIanmızı asla kafi göremeyiz Çünkü daha çok ve daha büyük işler yap­mak mecburiyetinde ve azmindeyiz Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geni şrefah, vasıta ve kaynaklanna sahip kılacağız. Milli. kültürümüzii muasır mede­niyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce ölçüsü geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızm sürat ve hereket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur:Çünkü Türk Milleti'nin karakteri yüksektir. Türk Milleti çalışkandır: Türk Milleti zekidir. Çünkü Türk Milletli, milli birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü Türk Milleti'nin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasmda tuttuğu meşale, müspet ilimdir.

Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettinneliyiın ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk Milleti'nin tarihi bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yanılmaz çalışkanlığını, fıtri zekasını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıla ve ted­birlerle besleyerek inkişaf etiirmek; milli ülkümüzdür. Türk Milleti'ne çok yaraşan - bu ülkü, onu, bütün beşeriyete hakiki huzurun temini yolunda, kendine düşen medeni vazifeyi yapmakta, muvaffak kılacaktır.
Büyük Türk Milleti.
On beş yıldan beri giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, siz sözlerimin hiçbirinde, milletiınin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, milli iilküye, lam bir bütünlükle yürümekte olan Türk Milleti'nin büyük millet olduğunu, bütün mede­ni alem, az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti, bundan sonraki inkişafıyla, atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
Türk Milleti!
Ebediyete akı pgiden her on senede bu büyük millet bayramını daha büyük şeref1erle, saadetlerle huzur ve refah içinde kut1amanı gönülden dilerim.
Ne mutlu Türküm diyene!

Mustafa Kemal ATATÜRK

20 Ekim 2012 Cumartesi

Eskisi Kadar Özlemiyorum

Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda..
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor...
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum,
Biraz kırgın...
Biraz da kirletti sensizlik beni!
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“İyiyimler” yamaladım dilime.
Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni..
Gel diye beklemiyorum artık,
Hatta istemiyorum gelmeni...
Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde...
Arasıra geliyorsun aklıma, bana ne diyorum
Benim derdim yeter bana bana ne!
Alıştım mı yokluğuna?
Vaz mı geçiyorum, varlığından?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem?
İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem..

Özdemir Asaf

13 Ekim 2012 Cumartesi

Evcilleştir(il)mek

Sana ihtiyacım yok senin de bana ihtiyacın yok. Ama beni evcilleştirirsen, birbirimize ihtiyaç duyarız. Sen benim için dünyada bir tanecik olursun. Ben de senin için dünya da bir tanecik olurum...

***

Birini sizi evcilleştirmesine izin vermişseniz; biraz olsun gözyaşı dökmeyi de göze alacaktınız...

Küçük Prens ~~ Antoine de Saint-Exupéry


12 Ekim 2012 Cuma

Günün Eğlencesi ~~ Terbiyesizim :D

11 Ekim 2012 Perşembe

Gece Eğlencesi ~~ Panpa :))

6 Ekim 2012 Cumartesi

"Bir defa gözlerime baksan,gözlerimiz karşılaşsa bir defa,bir defa gözlerimin içindeki macerayı tüylerin ürpermeden seyredebilsen anlayacaksın hem beni hem kendini.
Bütün macerayı toptan kucaklayarak bana bütün ülkeni açacaksın.Sen, benim kim bilir kaç asır hep başkaları tarafından kuşatılmış ve nihayet zorla düşürülmüş kale'm değil misin?"

Nun Masalları

3 Ekim 2012 Çarşamba

Dostla Dağılır Bu Hayatın Efkarı!

dostla dertleşmek gibisi var mı?
onu anlamak, seni anladığını bilmek gibisi
bu dünyada gerçek sizi bilen kaç kişi var hiç düşündünüz mü?
sırlarınız, geçmişiniz, geleceğiniz ve hatta sadece kendinize sakladıklarınızı bilen ya da sorgulamadan sadece hisseden
anladığı için yanınızda olan
sessizce bile konuştuğunuz
birlikte saçmalığın dibine vurduğunuz
deli gibi gülüp, helak olmuş gibi ağladığınız
hadi kalk gidelim deyip yol aldığınız
ya da hiç birşey yapmayalım deyip pineklediğiniz
birlikte daraldığınız, anlattıkça ferahladığınız, yaşadıkça sarıldığınız
sizin yeri geldiğinde ayakta tutan, yeri geldiğinde cesaret verip harakete geçiren
bir kaç kişi vardır hayatınızda özel içinde özel
bazen aynı anda aynı şeyleri düşündüğünüz
bilmeden hissettiğiniz
bakışarak anlaştığınız
acayip bir şey işte
farklı cinste aşkta böyle bir dostlukla olsun istediğiniz...
***
seviyorum seni deli kız
acın beni de yaralıyor
nerde nasıl süprizler bekler bizi kim bilir
hayat sınarken cok acımasız bazen
canını sevdiklerinle, onların elinden yakıyor
zaman derler ilaç niyetine
geçirmez ama hafifletir...

25 Eylül 2012 Salı

Gece'ye

24 Eylül 2012 Pazartesi

Hayat Bilmecesi ~ 8. Perde ~ Farklılıklara Şans

çok kolay sınıflandırırız insanları
sorgulamadan nedenini...
ne kadar kolaydır bu da böyle demesi
halbuki bazen dayanılması zor şeyler yaşanır
herkesin akıl ve ruh sağlığını koruyamayacağı şeyler
dayanılamayanla başa çıkma çabalaması
farklılaştırır insanı, davranışlarını, karakterini...
yeni biri vardır o kişiye bile yabancı
kendisiyle, sevdikleriyle, hayatla mücadeleye giren
gözyaşları, iç çatışmaları ve başkalarıyla kavgaları birbirine karışan
biri de sormaz neden diye
irdelemez aslını
kimi güler, kimi bağırır çağırır, kimi de bir tekme atar geçer
hayat çok acımasızdır bazen
her zaman düşeni kaldırmaz
sizi sevdiklerinizle sınar
herşeyi elinizden aldığında kaybedecek bir şey kalmamıştır
canım dedikleriniz size sırt çevirdiğinde var olma sebebiniz de kalmamıştır
yok olmak diye buna denir işte
insanı koruyan var olma sebepleri ailesidir
"İnsanın zırhı ailesidir"
onlar olmadan yürümek zordur
onlarsız birini de yürütmek
el ve ayaklarının tutması yetmez bazen
yanındayız her zaman diyen birileri olmalı
hep arkasına bakan bir çocuk ne kadar ilerleyebilir ki...
***
şanslı olduğunu bilmeli bazen insan
ve olmayanlara şans vermeli
hatta gerektiğinde tekrar ve tekrar
ki anladığında kendini yaralamasın...


Not : özel bir dizi sorgulayan sorgulatan 
gözlerinizi yanı başınızda yaşanan hayatlara açmanız için...

20 Eylül 2012 Perşembe

Nil Gecesi Olsun :)

Anne ben aşka inanmam önce aşık olmam gerek



Ay gız uyan, uyan gelir gerisi



Sensiz nasılım bak bana gel de bi çorba yap bana



İnsan neler yapar isteyince bu bir şey değil düşününce



Gitme dünyam dönsün dönsün



Gece gece benim gibi kendi kendine bu kadar mutlu olabilen başka biri var mı acaba :)))

19 Eylül 2012 Çarşamba

Biz


Daha güzel ifade edilemezdi...

18 Eylül 2012 Salı

Akşamüstü

- Akşamüstleri, günbatımları neden hem güzel, hem kederlidir usta?
+ Çünkü her şeyin bir sonu olduğunu hatırlatırlar.

Murathan Mungan


17 Eylül 2012 Pazartesi

Mektup


Özgür, oğlum.
Eğer beni duyuyorsan ya da eğer birgün duyarsan sana söyleyeceğim birkaç şey var. İnsan ömrünün sonunu görünce bir başka oluyor. Affet beni oğlum. Biliyorum, sen de üzülüyorsun. Bana gelmeyişin bana çok benzediğin içindir. Onun için kızamıyorum sana. Kızamıyorum ama çok özlüyorum Özgür. Hani sana demiştim ya senin çerçeven çizilmiş, dışarı çıkamazsın diye. Eksik söylemişim be oğlum. Mesele o çizilen çerçeve değilmiş. Mesele o çerçevenin içine hangi resmi koyduğunmuş. Sen hayatını anlamlı kılan ne varsa, kim varsa sakın bırakma. Sakın vazgeçme oğlum.

Aşk Tesadüfleri Sever



13 Eylül 2012 Perşembe

Seyrederken Ruhum Seni

Aynı göğe baktık farklı zamanlarda belki
Aynı yağmur biriktirip kendini
Ayrı zamanlarda yıkadı gözyaşlarıyla bizi,
Arındık bir annenin masumiyeti kadar
Pervane olduk, yandık kanatlarında kelebeğin,
Aklımın süzgecinde kaldı son resmin
Zeytin gözlü hatıram, umudum her daim sevda gibi,
Toplayıp tüm yalnızlıklarımı
Sen isimli bir tren istasyonunda
Köhne vagonların, biçare yolculuklarına bırakıyorum,
Yolculukların en yalnız zamanında.
Rayların suskun ötüşlerinde acı
Ve umuda dair sol yanım var kalbimin,
Kanayan bir yaranın son gülümseyişi gibi…
Ruhum var,
Ve hala senin seyrindeyim.
Yolculukların en güzeli
En yağmurlu günündeyim…

ENGİN KAYGISIZ


11 Eylül 2012 Salı

Bir Hilal Uğruna Ya Rab Ne Güneşler Batıyor!

her an her yerde şehit haberi
yanı başımızdan gelen seste isyan
içimizde bir korku yarın belkide o ateş evimizde
Allah'ım korusun bizim için uykusuz kalan herkesi
ama insanın yüreği kaldırmıyor artık haberleri 
kulakları duymak istemiyor ağlayan anaları
ellerini boş havaya kaldırmak istemiyor artık
yumruklar masalara vurularak kalmasın
şu bıçağın kemiğe dayandığı an bitsin istiyor
yeter diyor artık yeter!!!


10 Eylül 2012 Pazartesi

Gece'ye...

Yok olmuyor istemekle bitmiyor
Hiç bir yol yarılanmıyor uzadıkça uzuyor
Kal demiyor söz vermiş susuyor
Kelimeler düşmüyor içinde salınıyor

Fırsat & Zaman

bazen bir fırsat çıkar karşına
hatta senin görmek istememene rağmen inatçıdır
burdayım der
sen umursamaz yürürsün ama aklında da kalmıştır bir şeyler
düşün düşün
değerlendirmeye değer,
nasıl da saçmalıyorum dersin
ama geriye de dönemezsin
şimdi fırsatı arama sırası sana gelmiştir
ama zamanı geçmiştir
zaman affetmez geçmişi
silmez yaşanılanı
geriye vermez geçeni
ve yinelemez eğer o fırsatla senin buluşman gerekmiyorsa
hayat bazen kötü bir şaka gibidir
fırsatlarla sınar seni
buluşturmaz ya hani
hep gösterir de bir kez olsun dokundurmaz
işte öyle bir şey
yine balonunu elinden kaçırmış o kız benim...

3 Eylül 2012 Pazartesi

Senli ve Sensiz Bir Ben

Hadi bir köprü oluşturalım hayali
o restorana gidelim
kaderin oyununa eşlik edelim
kader tek başına çalışmıyor
bak gitmeden görülmüyor
nasıl bilinebilir ki hikayenin sonu
sahi merak etmiyor musun?
***
sana şimdiye kadar belki yüzlerce not yazmışımdır
kitap aralarında, karalama kağıtlarında kaldılar
sonra okumalısın dedim, okumanı istedim
sensiz anlarımı biriktirdim
herşeyi bilmelisin ki aramızda hiç zaman kaybı olmasın
her anımdasın, sen de hisset istedim
sensizken izlediğim filmde akan gözyaşlarımı silemesen de
bazen öfkemi dizginlememe yardım edemesen de
kararsızlığımda yol gösteremesen de
sessizliği bölemesen de
bir gün bunları yaptığında
yapamadığın zamanlarda seni yanımda hissettiğimi bil istedim
sana kızdım çoğu zaman
bir türlü gelememene anlam veremediğim için
sonra kendime kızdım seni aramayı beceremediğim için
kızgınlığım umuduma, umudum kızgınlığıma yenik düştü kimi zaman
hatta sensizliğe alıştırmaya çalıştım kendimi
hayata karşı, herkese karşı tek savaştım bir süre
ama hayat umutla doğmaya devam etti, kıyamadım
hala ağlıyabiliyorken sevmemem mümkün değildi
hala umudum varken beklememem mümkün değildi
bu kadar mümkünüm varken seninle olmam nasıl mümkün olmaz ki?
zaman dedim, hala da inanıyorum
bazen kendimi kandırdığımı bile düşünmeme rağmen
herşeyin bir zamanı olduğuna inanıyorum
senin için yazılan zamanı bekliyorum
yorgun düşüyorum kimi zaman, umudun kırılıyor
paramparça dolaşıyorum bir süre umutsuz ve mutsuz
sonra kendi kendime birleştiriyorum parçaları
sonunu görebilmek için
hikayenin ortasında terketmek istemiyorum
oyundan kaçmadan oynamak için çok çabalıyorum inan bana
birçok şey yapabilirdim, yapabilirim ama istemiyorum
bu hikayede olması gereken kişi sensin
senin için bekliyorum
yapmayı istediğim çoğu şeyi yaptım hatta fazlasıyla
ama beklediğim keyfi, mutluluğu alamadım
bir süredir düşünüyorum
neden keyif alamıyorum
o kadar çok istediğim şeyi yapıyorum
ama sanki zorunluymuşum gibi hissiz
hislerimi seninle birlikte içime mi gömüyorum acaba?
umudum umutsuzluğa yeniliyor mu?
yoksa ben sana inanmayı bırakıyor muyum yavaş yavaş?
sana hayali demeye başladım
bu da bir umutsuzluk belirtisi mi dersin?
şimdiye kadar sana ne bir yüz çizdim ne bir silüet
başkalarında seni aramadım desem yalan
sankilerim oldu kimi zaman
ama boş boş ve yine boş
çok çabuk herşey kararıyor be hayali
büyüdükçe umudum azalıyor, sen siliniyorsun
olmayan bir adamı silmek çok saçma
ama her anında yanında düşündüğün bir hayali silmek çok zor
hayalle geçen yıllar saçmalığın daniskası
herkes benim biraz kaçık ya da fazla duygusal olduğumu düşünmekte haklı
o kadar ki onlara hak verdiğim için hayallerimi azalttım ben
ama baktım ki mutsuzum
çünkü bu hayat hayal ettiğim kadar güzel değil, renkli değil, senli değil
hayallerim güne gülümseyerek başlama nedenim, umudum
hayallerim hayalin olsun istedim
ortak bir şey
kim bilir belki bir gün...
hikayenin sonunu beklemeli buna değer ;)


uyku ile uyanıklık arası gelirsin belki
belkiler de biter bir gün... 

15 Ağustos 2012 Çarşamba

İnanmadan söyledik, yine öldük

Aşktan bahsettik, aşkı tanımıyorduk.
Öldük, ölmüyorduk.
Sadakkatten söz ettik, sadakati bilmiyorduk.
Sevdik, aslında sevmiyorduk. 
Aldık, veriyorduk; verdik, alıyorduk.
Söz yerini buluyordu sadece, iyi düşüyordu, uygun.
İçimiz bir hoş, habire büyüyorduk...
Söylemesek ölürdük.
İnanmadan söyledik, yine öldük.

Nazan Bekiroğlu ~ Mor Mürekkep

10 Ağustos 2012 Cuma

Yaşamını bir şey beklemeden yaşayacaksın!

Ne çok şey beklediğini biliyorsun; gene, bekleyeceksin onları (elinde değil bu);
ama beklentilerinin ne ifade ettiklerini,
ne anlama geldiklerini -beklediğin, beklediklerin de,
birgün tutup gelirlerse, onların da
ne ifade edeceklerini, ne anlama geleceklerini-
bilerek yaşayacaksın.
Ne beklediğini bilerek -ama, beklemeden-
yaşayacaksın: en çok beklediğinin de, gelse bile birgün
hiçbir zaman beklediğin anlamda gelmeyeceğini bilerek...
Yaşamın bir bekleme olacak - ama,
beklemeden yaşayacaksın.

Oruç Aruoba

Söyle ya da Sus

- söylesene
+ !
- hadi söyle
+ ?
- söyleee
+ ???
- tamam tamam sus
+ ...
***
- söylesene
+ .........

9 Ağustos 2012 Perşembe

Gece ~~> Let's Twist Again ;))





8 Ağustos 2012 Çarşamba

Gece Senindir...



Not: Mücize nağmelerden bir hatırlatma bu geceye çok yakıştı bence...

Hadi Bana Kendini Anlat

ben ayım diyebilirim aslında
bana vuran güzelliği etrafıma iletir
aydınlatırım ortalığı karanlığa inat
ama bir o kadar da karanlığımdır
her zaman göstermem kendimi
hep karanlıkta kalan bir yanım vardır
ama sanma ki kötülükten yana
her ne kadar masum olmasakta
kendime kaldığındandır hep bir şeyler
söyleyip üzmek istemem kimi zaman
ya da kırılıp belli etmem sevdiklerime
bir yanım bana özeldir sevdiklerimden sebep
çoğu da bilir bunu kendi halime bırakır beni
bir zaman tam anlamıyla gösteririm yüzümü
ne bir kuytu ne bir giz
mutluyumdur işte herkes görsün isterim
herkeste benimle birlikte mutlu olsun
umut doludur içim
tüm kötülüklerin biteceğine inanırım
o vakit kimse inandıramaz beni kötü şeyler olacağına
ama bir vakit aniden bir karanlık çöker üstüme
kimse göremez beni karanlıklara karışırım
melankolinin dibine vururum
ağlamaktan helak olabilirim
sanki herşey kötü gidiyormuş
kimse kimseyi sevmiyormuş
dünya kötülük yetiştiriyormuş gibi gelir
sonra birden bir ses gelir uzaklardan
napıyorsun? saçmala der gibi
omzuma uzanan bir dost eli gibi
çıkarır beni o karanlıktan yine aydınlanırım
aydınlık umuttur, mutluluktur benim için
dosttur, ailedir, sevgidir
karanlıkla aydınlığın geçişiyim aslında ben
gel gitlerle dolu sonu gelmeyen döngümde yaşar dururum...

7 Ağustos 2012 Salı

Aşk Neymiş? Ne Değilmiş?

eksik olanı bulduk sonunda
bizde inanmak eksikmiş
bu yüzden zormuş meğer aşka inanmak,
O'na inanmak,
bir gün geleceğine inanmak,
herşeyin pembe olacağına inanmak...
komik geliyor acı bir şekilde
bunca yılın beklenmişliğine karşılık hiç gelmeyen bir adam
şimdi gelde onun varlığına inan
aslında suç onda değil
bizi onun varlığına, aşkın gerçekliğine inandıran filmlerde, şarkılarda, masallarda...
hep diyorum ya aşk masallarda kalmış diye yalan diyen beri gelsin
kim gördü aşkı? kim yaşadı?
tutkudan, hoşlanmadan, etkilenmeden ya da benzeri geçici şeylerden bahsetmiyorum
kim imkansızlığına doğru deli gibi koştu? hiçbir şey beklemeden, düşünmeden...
kim birine aşık olduğunu gösterdi? hesapsız, kitapsız...
kim geceleri sadece birini düşünmeden edemiyor? düşüneceği milyonlarca şey varken...
kimin hakkaten canı yandı? ölüp ölüp dirilircesine...
kimin kapanmayan yarası var? her an kanayan...
aşkın bazı belirtileri olmalı bence
sıradan olmamalı!
yoksa tüm dünya aşıkta bir aşk özürlü ben miyim?
bir insanın iki günde bitemez aşkı!
aşk bu ya boru mu?
o dediğin aşk değil işte canım benim
insan aşık olduğu adamla arkadaş olamaz!
kim dayanabilir başka birine aşkını gelip anlatmasına?
yerin dibinde olmak istersin o sözleri duyacağına
yok canım o da aşk değilmiş zaten
elektrik olayına hiç girmeyelim isterseniz
benim şartaller o konuda hep atık...
herkes o kadar çok aşktan bahsediyor ki
o kadar çok kullanılan sıradan bir kelime ki
anlamını korumasını geçtim kirlendiğini düşünüyorum
aşk artık masum değil malesef
geçici heveslere kurban edildi!!
bize de yasını tutmak kaldı sanırım
bir zamanlar aşk vardı
ama biz yoktuk...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Türküm! Türküz!!

bir insanın hayatını elinden almak ne kadar kolay ya
bir de insanların ölümü üzerine yapılan konuşmalara bakınca
insanın içi daha çok yanıyor
insan sorgulamadan edemiyor niye yitiyor bu canlar
şu üzerinde gezilen toprak parçasını bir doyuramadık kana
canlar seve seve feda da
boşa mı bunlar?
oyun içinde oyun oynanırken
boşa mı bu ağıtlar?
vicdan kimilerinde hiç kullanılmamış haliyle duruyor
ve insana iğreti veriyor yapmacık tavırlar
yanıyor yürekler, ocaklara ateş düşüyor
ama gündem hemen değiştirilmeye çalışıyor...
ne kadar uykuyu seven,
ne kadar umursamaz bir toplummuşuz
bizi vuruyorlar bizim umurumuzda değil
Suriye'ye nasıl gireriz çabalarındayız hala
adamlar öyle bir ahkam kesiyor ki
sanırsın en önde yer alacak çatışmada
o gitsin sıcacık evinde parasını verip ya da çürük ilan edip askere bile göndermediği sevdikleriyle otursun
sonra bıçak kemiğe dayanmış da yok yeter artıkmış da
dadadada....
***
Türküz biz ya atalarımız boşuna ölmedi
bu çocuklar boşuna ölmüş olamaz!!
biz kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla cephede yer almışız
gerekirse yine alırız!!
biz vatanı uğruna seve seve can vereceklerdeniz
inanıyorum ben bu millete
uyanacaklar artık inşallah!!


5 Ağustos 2012 Pazar

Komik Durum

bazen bir şey hissedersiniz
sanki var gibi yok gibi
kafa karışıklığı gibi
gibi gibi...
sonra adım atmak istersiniz emin olmak için
ama bir sonuç alamazsınız
bu sefer beklemeye koyulursunuz
anlaşılır nasılsa herşey zamanla
sonra samimiyetsiz inkar çabaları görürsünüz
sanki sizde var olanı yok etmek istermiş gibi
halbuki olmayan bir şey için
komik bir çabadır yapılan
güler geçersiniz...

yola devam ;)

Aslında

Bir şey mi olur?
Bir eksik mi var?

Yıllar Öncesinden Bir Sesleniş


14.04.07 

3 Ağustos 2012 Cuma

Zamanla Anlaşma

büyüyoruz ne kadar inat etsekte zamana
belki yüzümüze, huyumuza, suyumuza yansımasa da
yılların son iki hanesi sürekli değişiyor
bizimde 2 haneli yaşımıza her sene + 1
büyümeyi sevmiyorum
her sene ayrı bir sorumluluk ayrı bir yüzleşme
inadıma inat zaman
ben kaçtıkça al sana bir de bununla uğraş bakalım der gibi
ama haksızlıkta etmemekte lazım
çok güzel zamanlarım oldu olacak eminim
geriye bakınca hep güzel şeyler hatırlıyorum
her an bir gülümseme suratımda ve bir özlem kalbimde
gülmekte hiç zorlanmayan biri olarak
hayata çok gülmüşlüğüm var
günü geldi acısına bile gülüp geçtim
işte bu en önemli büyüme belirtisi!!
acıya da gülünebiliyormuş zamanla
o kadar gözyaşının boşa akıtıldığını da anlıyor insan zamanla
zaman kesinlikle çok iyi bir öğretici
yeri geliyor severek, yeri geliyor süründürerek...
***
zaman elimden çocukluğu saflığımı alır bir gün
ben de diğerleri gibi olurum diye korkuyorum aslında
ne kadar bazılarına benzemek istesem de bazen
bu halimi seviyorum
kendi yarattığım dünyamda yaşamak güzel
gerçeği hayallerle süslemek mutlu olma sebebi
işte bunları alma benden zaman
hadi son haneye bir ekleyelim seninle
ama bana dokunma
anlaşabilir miyiz acaba?

31 Temmuz 2012 Salı

Dökülecek Yaş Var...

saçmalıyorum belki ama
ağlamak istiyorum
hatta saçma salak dizilerle başladım hafiften
noluyo ya?
içimde bi doluluk var benim
soluk almamı sınırlıyor gibi
sanki boşaltsam rahatlıycam
ortada da hiç bir şey yok
ne dert ne tasa
klasik iş günü ertesi
saçma diyorum ya
olmaması gereken bi zamanda gereksiz duygusallık
neyse çıkar bunun sonunda da bir şey
inşallah mutluluk için dökülürler...


29 Temmuz 2012 Pazar

Pazar Senindir ;)

27 Temmuz 2012 Cuma

Olması Gerekiyordur...

‎Rabbim sen en iyisini bilirsin.
Sen en iyisini bilirsin ve böyle olduysa,
böyle olması gerekiyor demektir.

Yûsuf ile Züleyha

26 Temmuz 2012 Perşembe

Gece Sana Gelsin ;)

call me maybe 



not : klibin sonunu mutlaka izlemelisiniz eğlendim yine :)))

24 Temmuz 2012 Salı

Gelen Güne Armağan

Biz güzel olamadık, dikiş tutturamadik...

23 Temmuz 2012 Pazartesi

İnanmak

Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum” dedi. 
“Bu eksiklik sana değil, bana ait. Bende inanmak noksanmış. 
Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için 
sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. 
Bunu şimdi anlıyorum. 
Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar. 
Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın. 
Seni seviyorum. 
Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.

Sabahattin ALİ ~ Kürk Mantolu Madonna


tespit mükemmel
kelime kesinlikle doğru
inanmak!!
bende eksik olan kesinlikle bu
ve beni inandırana kadar gözlerim kapalı yapacak bir şey yok...

Zamanlama Hatası

Hayatına girmek isteyene, tam zamanında açmalısın kapını !
Ve tam zamanında çıkarmalısın, sevginden şımarmaya başlayanları.

Can YÜCEL

ben bir zamanlama hatasıyım bunu hiç başaramadım üzgünüm :(

20 Temmuz 2012 Cuma

Geceye Armağan

Veto :)

bugün arkadaştan veto yedim
nerde büyümüşüm ben
masal dünyasında yaşıyormuşum
bu kafayı depiştirmem lazımmış millet gömlek değiştirirken
ben sonunu düşünerek korkarak boşa zaman harcıyomuşum
niye yapıyomuşum
sonunda üzülüp gececeğim bir durum varsa
neden korkuyomuşum
saçmalıyomuşum
kısaca; değiştir o kafayı öyle gel!!
***
işin kötü tarafı ben zaten farkındayım
ama değişmeye çalışıyom hatta bence gelişme var
ama birazcık yavaş
adım atmak gibi değilde kendi etrafında dönmek gibi
öyle yerlerden vurdu ki bunu kendim itiraf etmek zorunda kaldım
hakkaten ilerleme yok sadece başka açıdan bakabilmişim bu kadar zamanda
sanırım ben beceremicem bu olayı ya
bu kafayla zor daha iyi anladım
ama anlamak bir işe yaramıyor işte
adım atacak cesaret olmalı insanda
saçma sapan şeylere cesaret edip ahkam kesmeyi biliyom da
bu konuda beceremiyorum nedense
neden neden hadi açıkla bakalım :)
sorularla köşeye sıkışmak çok gıcık bir şeymiş ya :))
bakalım bu ayı nasıl bitireceğiz ilerlememi benden merak ediyorum
bekle ve gör ;)

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Değer ?

Mükemmel biri değilim,
ama beni beklemen gerekirdi,
buna değerdim.

The Expendables


bir söz insana bu kadar ağır gelir mi?
ben değerli, özel  olduğunu düşündüğüm için
bir adamı yıllarca bekleyeyim
o kim bilir nerde ne yapıyor?
beklenenin de benim gibi safsaf beklediğini hiç sanmıyorum ne yazık ki
hatta yaş itibariyle evlenmiş bile olabilir
umutsuz olmak istemiyorum
ama saçmaladığımı düşünüyorum çoğu zaman
hatta yüzüme vuran dostlarımda var sağolsunlar :)
öyle ki bir hayale hep aşıkmışım da 
her an karşıma canlı kanlı çıkacakmış gibi
sanırım ben ergenlikten cıkamadım daha :S
***
millet daldan dala konarken denemeye korktum ben
sırf senin her an gelebilme ihtimaline karşı 
geldiğinde olmam gereken yerde olayım diye
sanki evimizde sefere çıkan eşimi bekliyormuşum gibi
evet yıllar öncesine ait biriyim ben
yanlış zamanda yanlış insanların arasında bekliyorum seni
şunu anlatabildiğim insan sayısı o kadar az ki
ve her zaman tuhaf olan benim...
sırf bu yüzden beklemekten vazgeçip akışına bıraktım hayatı, seni
ama günün birinde bir söz yine sorgulatıyor insana değerini...

Hayat Bilmecesi ~ 7. Perde ~ Umuttur Bizi Yaşatan :)

hayatın hep acı yüzüne değinmişim bunca zaman
halbuki kendimi polyanna sanırdım bir zamanlar
büyümek böyle bir şey demek ki...
ama ne olursa olsun en kötü günümde bile
bana hayatı sevdiren şeyler de var aslında
içten bir gülüş, bir dost, birşeyler paylaşabileceğin birileri,
kulağa hoş gelen bir müzik, sürükleyici bir roman, düşünüldüğünü bilmek,
sevildiğini bilmek, sevmek, özlendiğini bilmek, özlemek,
yapabilmek, edebilmek, olmak...
kısacası hayata umutla bakmamı sağlayan herşey...
işte sırf bunlardan sebep bu sıralar herşeyi seviyorum
herşeye "seni seviyorum" diyesim var
(ki bu kelimeleri çok çok ender kullanırım)
onu da seviyorum, bunu da seviyorum, şunu da seviyorum
ben hayatı seviyorum kardeşim ;)
çünkü içimde umudum var
iyi şeyler olacağına dair
evet çocuklar güzel günler göreceğiz, güneşli günler :))
anlayacağınız mutluyum bu sıralar Allah nazardan saklasın :)
artık sabahları nedensiz güne gülümseyerek başlamalarım
sürekli dilimde değişen şarkılarım
insanlara umutlu yaklaşımlarım var ne kadar güvenim azalsa da
evet evet bir umut var içimde
sanırım ruhun meyvesi, insanın yaşama sebebi sadece ve sadece umut aslında
geriye dönüp baktığımda umudumun kırıldığı anlardı mutsuzluklarım
olumsuzluklar, vurgunlar, imkansızlıklar umudumu azaltmıştı
herşeyi sorgulayan agresif bir tipe dönüşmüştüm
ki beklenmeyen olaylar silsilesi içinde buldum kendimi
daha yeni yeni toparlıyorum, anlıyorum olanları
çok klişe belki ama ne olursa olsun umudunu kesmemeli insan
hayatın her daim bir süprizi olduğunu unutmamalı
bazen kötü ya da iyi olması gerçekten bir anlam ifade etmiyor
eninde sonunda hayırlısı olduğunu, olacağını bilmeli insan
ve bundan sebep hep bir kıvılcım olmalı içinde
bir çocuk gülümsemesiyle alevlenecek...

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Geceye Armağan ;)

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Bekle, Tut, Denetle, Ara...

Beklemek. Aşk konusunda öğrendiğim ilk ders buydu. Gün sürüklenip gitmektedir, binlerce plan yaparsınız, olası tüm diyalogları düşlersiniz, davranışınızı değiştirmeye söz verirsiniz kendi kendinize ve orada öylece beklersiniz; kaygılar içinde, sevdiğiniz insan dönünceye kadar. O geldiğindeyse, ne diyeceğinizi bilemezsiniz. Beklemekle geçen o saatler gerilime dönüşmüş, gerilim korku halini almıştır; korkuysa, duygularınızı belli etmekten utanç duymanıza yol açar.

Sevmek, uyuşturucu almak gibidir. Başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. Ertesi gün, daha fazlasını istersin. Henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerindeki egemenliğini sürdürebileceğini sanırsın. Sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür, sonraki üç saat boyunca unutursun. Ama, yavaş yavaş onun varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. Böylece, onu üç saat düşünüp iki dakika unutmaya başlarsın. Yakınında değilse, bağımlılarının uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin. Uyuşturucu bağımlılarının, gerek duydukları şeyi bulamadıkları zaman hırsızlık yaptıkları, kendilerini aşağıladıkları gibi, aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır. İşte bu yüzden, seveceğimiz kişi, yanımızda tutabileceğimiz kişi olmalı.

Barajlar gibidir aşk; bir zerre suyun sızabileceği bir çatlak bırakırsanız, bu su duvarları yavaş yavaş kemirir ve öyle bir an gelir ki, akıntının gücünü artık kimse denetleyemez. Duvarlar yıkılacak olursa, aşk efendi olarak her şeye el koyar; neyi yapabilirim, neyi yapamam, sevdiğim kişiyi yanımda tutabilir miyim, tutamaz mıyım gibi sorular artık boşunadır. Aşık olmak, denetimi elinden kaçırmak demektir.

Aşk her zaman yenidir. Yaşamımızda bir kez, iki kez, on kez sevmiş olmamızın önemi yok; kendimizi her zaman bir bilinmezle karşı karşıya buluruz. Aşk bizi cennete de, cehenneme de götürebilir; ama her zaman bir yere götürür. Onu kabullenmemiz gerekir; çünkü varlığımızı besleyen odur. Ondan kaçarsak, gözümüzün önünde meyve dolu dallarıyla duran o ağaca baka baka, elimizi uzatıp istediğimiz meyveyi koparmaya cesaret edemeden açlıktan ölürüz. Nerede olursa olsun, aşkı arayıp bulmamız gerekir; bu bize saatlerce, günlerce, haftalarca süren düşkırıklıklarına, üzüntülere mal olsa da. Çünkü biz aşkın peşine düştüğümüz anda, o da bizi karşılamaya çıkacaktır. Ve bizi kurtaracaktır.

Paulo Coelho ~ PİEDRA IRMAĞININ KIYISINDA OTURDUM, AĞLADIM



Aşk garip şey vesselam ama çok güzel ifade edilmiş paylaşmadan olmaz ;)
ama ne yazık ki bu bi sıralamaysa  malesef kulunuz ancak ilk aşamaya vakıf olabilmiştir
üzülerek bildiriyorum :(
inşallah siz beklemeleriniz sonunda uyuşturucunun etkisindeyken bile yanınızda olabilecek ve barajınızı yıkmadan deli dolu yaşadığınız duygularınıza eşlik eden birini arayıp bulabilirsiniz...
ne diyeyim şimdiden kolay gelsin zor iş :)

Güne Armağan ;)

Çekilin yoldan geliyor kaptan
Bak yine neler söylüyor zaman
Uslanmıştım paslanmıştım pişman olmuştum
Yalan...

Yaşıyoruz Ortaya Karışık :)

bu sıralar herkes bana akıl verme derdinde
bu da benim kararsızlığımdan sebep tabi ki
ve beni düşünmelerinden tabi ki de
kimi beni sınıflandıramıyor :)
kimi anlıyor teselli niyetine
kimi gaz veriyor hadi gibisine
kimi boşver ya bak keyfine diyor
karmakarışığım zaten bi de üstüne sevdiklerim
hepsi aynı hapsi ayrı
aslına bakarsanız kafam daha cok karışıyor
hepsini dinleyip bir şeyler yapıyorum
ama napıyorum ben de bilmiyorum
yaşıyoruz ortaya karışık :)