30 Aralık 2011 Cuma

Yeni yıl yeni umut...

Yeni umutlarla
Her güne başla
Bazen kaybettim sanırsın
Bazen de zorlaşır zaman
Sevgidir kaybolmayan
Hadi gülümse :)
Her yeni yıl senin için
Yeni bir umut
Bir arada artar mutluluk el ele
Artar mutluluk !!!!!


27 Aralık 2011 Salı

Huysuz komşu

evet o benim : huysuz komşu ;)
sadece sorunlar için surat bi karış şikayete giden tip
durmadan kendi kendine söylenip
en sonunda evden taşınmaya karar veren :)
gidemiyom madem burdan bende ortam değiştiririm
di mi ama çözüm mü yok!
***
2011 bitmesi sorunları halletmese de
güle güle diyebilmek bile beni mutlu ediyor
veee
hoşgeldin demek istiyorum
2012
umudum, beklentim
çok güzel olacak bu sene
2010 dan beri bu zamanı bekliyorum ben
hoş gelecek, yüz güldürecek, hayalleri yeniden canlandıracak
çok şey olacak bu sene geçenlere inat
ilk defa bu kadar içten benim senem diye hissedebiliyorum
garip hatta saçma gelebilir
sonuçta her sene bir umut
ama ben her yere bu tarihi atmışım
vardır heralde bi hikmeti...
***
2011 biterken; 
~~ bana fazla mükemmelliyetçi olduğumu gösterdi
ve bu yüzden sürekli kendimi üzdüğümü,
kendime sorunlar yarattığımı
~~ bana sevdiklerimin hayatına (ne kadar canım desem de)
müdahale edemeyeceğimi
ve onlardan çok üzüldüğümü, kendi kendime yaptığımı...
~~ bana yarattığım sorunlarla kendimi nasıl hasta ettiğimi,
hastalıklı hale geldiğimi gösterdi
~~ bana herşeyin bir şekilde yolunu bulacağını
ve sadece üzüldüğümle, sıkıldığımla kalacağımı
ha bilmiyormuydum bunları
biliyordum herkes gibi...
ama uygulamaya gelince hep sekteye uğruyordu
yılı uğurlarken
sanırım bu sefer gerçekten
akışına bıraktım hayatı
uzun zamandır ilk kez hayaller kurdum
annemin dediği gibi hayal kurarak mutlu olanlardanım ben
2011 zorunluluklarla boğuşmamdı, kendimi boğmamdı
ve bitiyor
üstüne üstük ellerim bomboş
o kadar çabamda boşuna mı bilinmez
belki 2012 bi fırsat kapısı açarda emeklerim heba olmaz
ki olsa da üzülmicem
bende kendi adıma yaparım bişiler
okurum, çalışırım farklı bi kapı açarım
sanırım bu gerekiyor bazen
seni zorlayan bir yolda direnmenin alemi yok
olmuyorsa ya da mutlu değilsen, sürekli yorgun ve şikayetçiysen
bir yerde bi yanlış vardır mutlaka
ve sen bunu düşünmekten kaçıp
zorlamayı seçersen sadece kendine eziyet edersin
umutlarımı bir sene erteledim ben ve birinin ümitlerini de
onda kendimi görüyorum şimdi kaçışımı, çırpınışı ama mağrur gururumu
ben hallederim hallerimi
benden daha güçlü, daha hayat dolu
şimdi onu yeniden yolda bırakmadan bir hayal kurmak istiyorum
ama yüzüm de yok kızı yolda bıraktım
ocak ayında hayatımı baştan aşağı değiştirecek kararlar alacağım
bu alacağım telefona ve ayın 15 ine göre şekillenecek
hayırlısı inşallah...
***
bu arada yine yollar yolculuklar vardı hayatımda
yeni bir mekanım var artık sıksık gitmem gereken
ve bir dost ziyareti yaptım
Konya'ya gittim arkadaşlarla
tesadüfen şeb-i arus zamanına denk geldi
yorgunduk bedenen
ve anladım ki aslında ruhen yorgunduk...
ruhumuzu besleyecek bir şey yapmayalı o kadar zaman olmuş ki
kendimizi bile unutup bitecek bir hayatın savaşını vermeye koyulmuşuz
elimiz yine boş aksi gibi ruhumuz karanlık
gönül aydınlığından bahsedildi
hepimiz utandık
şöyle bir baktımda gün geçtikçe sevgim azalmış insanlara
oysa ben insanları nedensiz severdim
yargılamadan bakardım, dinlerdim
kirlenmişiz büyüdükçe, kalbimiz karalara bulanmış
merhametimizi kaybetmişiz herkesten önce kendimize
Yaradanı düşünmeden meyl etmişiz hayata
oysa biz hayatı ondan ötürü sevmedik mi?
onun güzelliği, aydınlığıyla açmadık mı gözlerimizi?
şimdi her yeri karartıp kendimize bir zindan yapmışız
ne tesadüf bugün işte ömür boyu hapis cezası alan biri geldi
suçunu bilmiyorum, bilmekte istemem
yargılayan ben değilim ki
herkesten izole küçük bir koğuşta
hayatındaki tek değişiklik kırk yılda bir dışarı çıkması gereken anlar
ona rağmen dışarı çıkmış ya
bugün bir şekilde farklı biriyle diyolog içinde ya mutluydu
birine bir şeyler söyleyebilmek iki dakika kendince hareket edebilmek
şimdi kendime benzettim
şu geçen halime
ne yapmışım kendime boşuna yargılamış, boşuna karanlıklara atmış ve bakmamışım bile
bir yanımın deli gibi uğraştığını bile bile kilitlemişim onu
sevdiklerim için her üzüldüğümde bir kapı daha kapatmışım üzerine
bir kapı, bi daha, bi daha
sonra duyamaz olmuşum sesini
bu sefer sessizlikten korkmuşum, yanlızlıktan
yanımda onca insan varken tek saymışım hep kendimi
bi türlü mutlu olamamışım
ben 2011 biterken kendime kapılar açtım, kendi kapılarımı açtım
kendimle kucaklaştım sarılıp doya doya ağladım
bunu yaparken saatlerce telefondaydım
canım, yoldaşım, ruh eşim, dostum yanımdaydı herzamanki gibi saolsun
ve ben bugün kendimle şarkılar söyledim, söylüyorum
mutluyum
kaynağını araştırmadan sebebini bilmeden mutluyum
dünyada milyonlarca insandan daha şanslı olduğumu bildiğim halde
mutsuz geçen günlerime rağmen mutluyum
belki alacağım telefonla üzüleceğimi bile bile mutluyum
hayallerimin gerçekleşememe ihtimaline rağmen mutluyum
kısacası hayata rağmen mutluyum!!!
ve evet 2011 bitebilir
bitmesi gerekenleri yanına alarak
gitmesi gerekenleri götürerek
ve 2012 gelebilir
umutlarla, hayallerle, sevinçle...
seni seviyorum hayat
bana ne yaparsan yap
bu kez şaşırtamayacaksın
sevdiğim o kadar çok insan var ki ve o kadar çok şey...
ben kazandım bu sefer
hayat 0 = ben 1 ;)


16 Kasım 2011 Çarşamba

Bekleyen & Beklenen

‎-Hiç kimseyi bu kadar beklemedim ben. Sen bekledin mi Olric?
-Bekledim efendimiz.
-Geldi mi peki beklediğin Olric?
-Beklenenler hiç gelmez efendimiz...

Oğuz Atay- Tutunamayanlar


30 Ekim 2011 Pazar

Vay

İnsan biraz olsun akıllanmaz mı?
Büyümez mi er geç?




25 Ekim 2011 Salı

Bulut

ben su olmalıyım
buharlaşıp semada bulut olmalıyım
yeryüzündekilere öfkemi şimşeklerimle göstermeliyim
ama kıyamayıp en sonunda, temizlensin diye dünya yağmalıyım delicesine...



Bazen

...
Bazen susmak gerekiyormuş,
Bazen bomboş bakmak gerekiyormuş hayatın yalanlarına.
Anlamaya çalışmak saçmalık!
Anlamadan yaşamak gerekiyormuş.
Ama bazen unutmak gerekiyormuş, unutulma pahasına.
Zaman değilmiş gideni getiren, aslında zamanmış var olanı götüren.


Sunay AKIN



Eşlik etmek isteyenler...

Hayatta kimseyi değiştiremezsin
ve kimse için değişmemelisin!
Ne sen başkası için mecburi istikametsin;
ne de başkası senin için...
Yorma kendini;
bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin

Bukowski


Kızım...

‎...
Zamanı gelince, bir adam seveceksin kızım.
Ondan yasak ağacın meyvesini iste.
Seni Cennet'ten tekrar kovulmak pahasına sevemeyecek bir adamı,
Sakın sevme kızım.
Geceleri senin saçlarını avuçlarına doldurmadan uyuyacak bir adama,
Asla kalbini verme.


Ahmet Savaş ÖZPINAR / Hayyamlar ve Yamyamlar


her baba kızı için böyle bir damat ister ama
acaba öyle bir erkek var mıdır?


Düşler

...
Düşlerini gece uykuda görenler,
gündüzün unuturlar onları.
Düşlerini gündüz kuranlara gelince,
korkulur onlardan.
Kendini değiştirebilenler böyleleridir çünkü,
dünyayı değiştirebilenler böyleleridir.

Cahit KOYTAK



Değişen ve Değiştiren Hayat

hayatımıza ne kadar çok insan girip çıkıyor
telaffuz ettiğimiz isimler ne çok değişmeye başlıyor 
büyüdükçe, gün geçtikçe...
en çok seslendiğimiz isime bir cevap alamıyoruz günün birinde
sürekli gittiğimiz bir ev, boş biliyoruz
andığımız isimler değişiyor
yenileri ekleniyor isim haznemize
yeni yerler mekanımız oluyor
hayat eskiyle yeniyi bize bile farkettirmeden nasıl ahenkle değiştiriyor...


Olsun

...
Bir insan olsun
Olsun da burada
Bir insan olsun
Orada

Nerede olursa olsun
Bir insan
Gitse olsun, kalsa olsun
Giderse olan, gitmezse duran

Aranır bir insan bir insanı
Arar bir insanı bir insan

Söylenemiyor çok şey
Susmadan

Özdemir ASAF


Yakarış & Dua

kendime yasaklar koysam
kaçsam, saklansam
yalanlar söylesem
ne değişir ki
o kadar uzaklık, kaçış çabaları
hiç bir işe yaramıyor
tam herşey güzel dediğim
düşünmediğim, umut etmediğim
istemediğime kendimi bile inandırdığım anda
yine bir şey oluyor
gözümün içine soka soka
hayat bana direniyor
ben kaçtıkça kovalıyor
ben unuttukça hatırlatıyor
nasıl bir işkence bu
olmayacak şeyler için umut beslemekten yoruldum
yanlış hayaller kurmaktan sıkıldım
kendime eziyet etmek istemiyorum artık
olacak olan olsun
olmayacaksa nolur Allah ım bırak
hayat bana rağmen değil benimle aksın
varsın yağmurlar hiç yağmasın
varsın bir damla hiç birleşmesin başka biriyle
varsın biri de yalnız tamamlasın ömrünü
bu sitem değil Yarabbim nolur affet
ama ben hayal kurmak istemiyorum artık
olmayacak bir şeyi hayal etmek istemiyorum
bu da günah değil mi sonuçta
hakkımda hayırlısını bilemem
doğruları bilemem
zamanı tahmin edemem
ama Sen bilirsin Yarabbim
Sen herşeyi bilirsin
hakkımda hayırlısını da bilirsin
ama nolur bana bir yol göster
artık yanlış yapmak istemiyorum
beklemek istemiyorum
zamanı değilse de aklımdan
sil önüme çıkarma nolur
nolur Yarabbim beni hayırlısına yönelt
acımsa da isyanım affet
sabır ver
senden başka kimden ne istenir ki
nolur beni de geri çevirme Yarabbim...

Önemli Olan Burada Kimin Yaşadığı Değil

Önemli olan burada kimin yaşadığı değil,
kimin öldüğü
ne zaman öldüğü değil,
nasıl öldüğü
büyük insanların tanınmışları değil,
adı sanı duyulmadan ölenleri önemli
ülkelerin tarihleri değil,
insanların yaşamları önemli
masallar düşlerdir
yalanlar değil
ve insanlar değiştikçe
gerçeklerde değişir
ve gerçekler durağanlaştığında
işte o zaman insanlar ölecekler
ve böcek, ateş
ve seller
gerçek olacaklar...


Charles Bukowski

22 Ekim 2011 Cumartesi

Bir Çığlık...

aslında bu sadece bir çığlık değil...
çözümsüzlüğün içinde yiten canların, çekilen acıların
ve bunların devam edeceğini bilmenin verdiği umutsuzluk !
belki de buna doğru özellikle yönlendiriliyoruz...
birileri bir şeyler yapsın diye bekliyoruz her zamanki gibi
bir şeyler yapmak istesekte elimizden ne geleceğini bilemiyoruz
diğer ülkelerin bir askeri için neler yaptığını görüyoruz
bizim yüzlerce askerimiz ölüyor biz napıyoruz?
***
yüzlerce hikaye bitiyor
arkalarında ise hiç bitmeyecek acıları kalıyor
Şehit Piyade Çavuş Birol Elmas'ın annesi ve biri engelli 3 kardeşi
ödenemeyen elektrik faturasının karanlığında onu beklerken
aldıkları haberle yıkılır
elektrik açılır, taziyeler alınır
ya devamı ne olacak onlara?
ölen canlar yanında ailelerini de götürüyor
sıra bize gelmeden tam olarak anlayamayacağız belki de
ama unutmayalım şu an 2. kuşak askerlerimiz ölüyor
1984den bu yana aynı isim ve soyadlı askerlerimiz can vermeye başladı
yıl 2011 şehit oğlu şehit...
***
ilkokuldayken duyduğum haberler kanallarda
korucular, öğretmenler ve sağlık personelleri dağlara kaçırılmış
nereye doğru gidiyoruz?
bu ülkede neler neler oldu, oluyor
biz şehitlerimiz için üzülürken bile neler oluyor takip edemiyoruz
tatmin olup, kabulleniyoruz sadece
Türkiye artık tepkisiz bir topluluk!
uyanın çağrılarının fayda edeceğinden de emin değilim artık
ama bir umut, bir çığlık...

21 Ekim 2011 Cuma

Beklemek - Yalnızca Herşey

hayat hep beklemek midir?
gelmeyeni, gelemeyeni, gelmek istemeyeni, kaybedileni...
sevileni, seveni, anneyi, babayı, kardeşi, evladı, dostu...
hiç gelmeyeceğini bilsende
her an gelecekmiş gibi umut etmeyi kesemediğin için
kendinden çalarsın, zamandan çalarsın
sanki bir dairenin içindeymişsin gibi
hep aynı noktaya dönüyorsun
çünkü o noktaya geleceğine inanıyorsun
gelirse olur, gelmezse...
beklerim, beklersin, bekleriz
***
hergün dışarlardasın diye sitem eden annene
boş evde ne yapayım diyememek gibi
sürekli arkadaşlarla olmayı istemek
gezmek, tozmak, bir şeyler yapmak isterken
aslında içten içe yalnız kalmamak için
yaptıkların, yapmadıkların, ertelediklerin...
insanın kendine itiraf edemediklerini tvde izleyip
hıçkırıklara boğulması ve kendine ağlamasıdır
bu kendi yasıdır
isteyip yapamadığı, isteyemediği, istemekten korktuğu, vazgeçtiği
kendine sakladığı, kendinden sakladığı
herşey...

17 Ekim 2011 Pazartesi

Olduğum gibi kim görebilir beni

Olduğum gibi kim görebilir beni
Ne rengim var benim, ne nişanım
Benim de bildiğim sırlar var diyeceksin ama
Hem o sırlarım ben, hem de o sırları saklayanım

Bu gönül ne vakit durulacak bilmem
Ama şu anda hiç kımıldamadan duran da benim
Yürüyüp giden de ben
Ben bir denizim, kendi varlığı içinde taşan
Uçsuz bucaksız, alabildiğine geniş, kıyısız, hür bir deniz
...

Mevlana ?

bazı şiirler, bazı sözler var internetten okuduğum
kimin söylediği, yazdığını merak eder bakarım her zaman
ama altında yazan isim genellikle yanlıştır
hatta bildiğim şair ve yazarlara ait olupolmadığını ayırt edebiliyorum artık
ama inatla farklı isimler yazıyorlar altına
bu şiirden de emin değilim
çünkü devamındaki bazı kelimeleri Mevlana'nın kullandığını hiç sanmıyorum
hiç bir Mevlana kelamında "amma yaptın" der mi ? :S

13 Eylül 2011 Salı

Adamlar bir şeyi biliyor da söylüyor :))

Hindistan'dan 4 Kural
İlk kural :
" Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan,etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.

İkinci kural :
"Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. 'Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı' gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir."

Üçüncü kural :
" İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak,o da başlamaya hazırdır."

Dördüncü kural:
"Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir.Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir. Kendine iyi bak. Tüm kalbinle sev. Sonuna kadar hayatın tadını çıkar. Hayattındaki her gün bir hediyedir,kıymetini bil."
***
Arkadaşım bu kuralları tek tek eklemiş ben tesadüfen 3.sünü gördüm
ve inşallah dedim :) inşallah öyledir...
bizimkinin cevabı gayet net
öyledir öyle hint kuralları bunlar adamlar bi şeyi biliyo da söylüyo :)))
eh ne diyelim hakkaten herşeyin bir nedeni var
sanırım adamlar doğru söylüyo :))


12 Eylül 2011 Pazartesi

Bir rüzgar esti...

yeni dizim eğlenceli bir şey
ama müzik inadına duygusal
esen rüzgar eskilere götürsün bizi
sandıklarımıza, kandıklarımıza
anlattıklarımıza, anlatamadıklarımıza
değiştirebildiklerimize ve değiştiremediklerimize...

Özlem Listem !

tiyatroya gitmeyi özledim
kısları özledim
Ankara yı özledim
ders kaçışlarını gezmeleri özledim
kafeteryada oturup dedikodu yapmayı özledim
düşünmeden yaşamayı özledim
ileriye dönük ciddi planlarımın olmamasını özledim
herşeyin uzakta olduğunu düşünmeyi özledim
tam anlamıyla yaşanan baharı özledim
beraber geçirilen yaz tatillerini özledim
tren yolculuğu yapmayı özledim
saçmalayıp deli gibi gülmeyi özledim
geceleri ay, yıldız ve deniz manzarasında dertleşmeyi özledim
hadi bir şeyler yapalım demeyi
ne yapsak diye fikir bastırmaya çalışmalarımızı özledim
kaygısız günlerimi özledim
deniz kıyısında gazete okuyup müzik dinlemeyi özledim
hep bir ağızdan şarkı söylemeyi özledim
festivalleri, konserleri özledim
film izleme seanslarımızı özledim
kalk gidelim demeyi özledim
ne yapsak diye düşündüğüm boş zamanlarımı özledim
tadını çıkararak alışveriş yapmayı özledim
vaktinde bitmeyen konuşmaları özledim
ayrılamayışlarımızı özledim
(daha önceden mi konuşulacak çok şey vardı
yoksa artık konuşmaktan mı sıkıldık bilemiyorum ama..)
ne kadar geç kalsamda beni beklediğini bildiklerimi özledim
ya da kendini bana göre ayarlamayı öğrenenleri :)
bana, sana, ona gitmelerimizi özledim
ailelerimizi özledim
verdiğimiz kavgaları özledim
yaşadığımız sevinçleri özledim
beraber yeni şeyler yapma çabamızı özledim
kısacası her anını dolu dolu geçirdiğim günlerimi özledim
yaşananları özledim
eski resimlerdeki beni özledim :(




6 Eylül 2011 Salı

Yanlışlar

yaşam,
istemen ve istediğinin ne olduğunu
-ne istediğini- bilememen olacak.


bilinmeyene elvermeyecek yaşamın
hep istem olacak,
ve istemin bilinemezliği...


iki türlüsü de olabilecek:
bilmediğini istemen;
istediğini bilmemen...


bu yüzden de yanlışları istemen olacak yaşam:
ne olduğunu bilmeden istediklerin;
istediğini bilmediklerin;
isteyip de bilmediklerin-
hep, yanlışlar...


Oruç Aruoba

28 Ağustos 2011 Pazar

Je veux :)

Bienvenue dans ma réalité

26 Ağustos 2011 Cuma

Yine Biraz Polyanna :)

Ramazan biterken arkadaşlarla güzel bir iftar yaptık
(buraya beni bağlayan insanlar olduğunu daha iyi görüyorum bu anlarda)
çok eğlendik, güldük ve biraz aşırıya kaçarak yedik sanırım :)
türk kahvesi ardında tabuda 
bizim evin içinde şekilden şekile girmemize sebep oldu :))
ben evimde birilerini ağırlamayı seviyorum ya
helede bunlar bendense zaten :)
hayatta en çok şükür ettiğim şeydir 
ve sanırım ender şanslı olduğum konulardan biri
her zaman etrafımda doğru insanlar olması
ve o ayrımı yapabilmem
zordur insanın birilerini kendinden sayması, benimsemesi
derler ya sayılı dostu olur insanın
benim artık 2 elin parmağını geçiyor sanırım :)
tabiki hepsi farklı yeri gelip paylaştıklarında
ama hepsi özel ve aslında hepsi bir
benim dünya üzerinde birbirine benzer insanları etrafıma çekme gibi bir özelliğim var sanırım ;)
seviyorum bu insanları ya, onlarla birlikte olmayı
ve hatta onlar olduğu için bu hayatı
çok iyimserim bugün elimde değil :)))

25 Ağustos 2011 Perşembe

Değişmek Gerek

insanın büyüdüğü ortam ve ailesi
onun olaylara bakışı oluyor zamanla
ve yıllar sonra ne kadar değiştirmek istesenizde
kalıplaşmış bir şeyi değiştirmek o kadar zor ki
o zamanki düşüncelerin büyümüş olmanıza rağmen değişmemesi
biraz kötü bir şey
çünkü büyüdüğünüzde olgun davranmanız beklen,r sizden
siz ise o zamanki çocukluklarınıza devam edersiniz
bu kimine göre sertlik, kimine göre umursamazlık, vurdumduymazlık
ya da duvarlaşmalar olarak nitelenebilir
ama sizinle o kadar bütünleşmiş bir şeyleri değiştirmek zor oluyor malesef
ama değişmek gerekiyor
mantıklı düşünüp çocukça hareket etmek hoş olmuyor
ne kadar kendime engel olamasamda
elimde olmadan yapsamda
ne yapalım değişmeye çabalayacağız
onlar haklı kabullenmem gerek...

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Hayat Devam Eder...

Bir gün gelir kader tüm borçları öder

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Bitsin Artık Bu Ucuz Roman

Her şeyin üstüne geldiği falan yok!
Sadece senin çok üstüne düştüğün şeyler var.
A. Huxley

oturup üzerine uzun uzun düşünülecek bir söz
insana bir tokat gibi iniyor okuyunca
üstüne düştüğümüz o kadar çok şey var ki şu hayatta malesef...
***
o zaman Ajda Pekkan dan gelsin
bitsin artık bu ucuz roman
sen gerçeksin onlar yalan...

19 Ağustos 2011 Cuma

Aşk'a Dair Sorularım Var!

uzun zamandır romantik filmler, kitaplar ve hatta dizilerden uzak duruyorum bunun nedeni aşka bakışımın farklılaşması sanırım ya da mantığımın hegamonyasını kabullenme gayretim. herneyse herkesin mutlaka izlemelisin demesine rağmen izlemediğim filmi arkadaşın isteği üzerine beraber izledik. hayatta en çok inandığım şeylerden biridir tesadüfler, hayatın tesadüfler bütünü olduğunu bile düşünüyorum çoğu zaman... tarihler ise benim hafızamda kalmamasına karşın öyle yazılmış ki hayatın dönüm noktaları gibi, doğum, evlilik ve ölüm tarihlerin  yazılmıştır, değiştiremezsin denir filmde de vurguladıkları gibi... ufacık zaman dilimleri içinde öyle şeyler oluyor ki bazen hayatının en büyük şansı bazense en büyük acısı... ne kadar tuhaf hayat bakıp göremediğimiz o kadar çok şey var ki, işin acısı bunu çok çok sonra farketmemiz. bazen teğet geçer hayat ya da geçirtir. genelde bana yaptığı gibi... aşkında bir zamanı var denir. peki ya aşk kelime anlamını yitrdiyse, ya insanlar hissetmeye hissetmeye onu unuttuysa, ya uzun zamandır uğramadığı pas tutmuş bir kalbe uğramak istemezse, ya da uğradığında çok geçse... o zaman aşk ne anlama gelir? imkansızlık olmasın bu sorunun cevabı... yaşanan kısacık zamanlar mıdır aşk? o anlar ömre bedel midir? ve hep bir ayrılık mı izler ardından? sonra bir resim avutur mu gerçekten? yandı bitti kül oldu bu mudur aşk? sizi bilemem ama benim cevaplarım aşk sözcüğünü anlamsızlaştırıyor artık belki de bu benim hissizliğimden ama mantığım kalbime galip geliyor elimde değil. ne kadar ağlasamda filmlere, gerçekte ağlamak zor geliyor sanırım. sorun bende mi, onda mı, hayatta mı, teğet geçen anlarda mı, zamanın bir türlü gelememesinde mi, ya da aklıma şu a gelmeyen başka bir şey yüzünden mi bilemiyorum. bilmekte istemiyorum aklım gönlüme yasaklar koyuyor kırılmasın diye belki bu korkaklık ama fazla umut ve hayal kırıklığı çok can yakıyor...

17 Ağustos 2011 Çarşamba

Gözümüz Aydın!

hadi gözümüz aydın
en sonunda olcak olcak dedim oldu
neyi çağırırsan o oluyor işte
bir takıntıdanda kurtulmuş olduk ne diyim
hayırlısı...
hoşçakal...

16 Ağustos 2011 Salı

Bir Oh Dedim :))

oh be!
yaklaşık iki aydır içinde bulunduğum
hatta az birazını da kendim yarattığım sıkıntıyı
üzerimden attım
nasıl mı :)
***
haftasonu kısa bir seyahat yaptım
uzun zamandır yanyana gelemediğim
telefonda konuşamadıklarımızın biriktiği
öyle ki nerden başlayacağımızı bilemeyip saçmaladığımız 
ve geçen zamanda birbirimize anlatamadıklarımızı, danışamadıklarımızı 
resmen trans halinde herkesten  ve herşeyden uzaklaşarak
inişli çıkışlı bir duygu seli içinde kısacık zamana sığdırdığımız bir gün oldu
işte öyle karmakarışık ama sinirin rahatlamaya, üzüntünün mutluluğa, 
gözyaşlarının gülümsemeye dönüştüğü bir gündü
ve birbirini gerçekten anlayan, hissettiklerini hisseden, tarafsız olarak değerlendiren, yol gösteren iki insan bir araya geldiyse eğer herşeyin güzel olması dışında bir alternatifi yoktur
çünkü umudu aşılar iki insan birbirine 
geçen zamana bakılıp dersler alınmıştır, 
yaşananlar, görülenler değerlendirilmiş
isteklerin, beklentilerin artık farklı olduğu anlaşılmıştır çoktan
zaman büyütüyor iki küçük kızı sanırım
olgunlaşıyoruz mu demeli?
ve kararlar alıyoruz 
bunca zaman başkalarını düşünerek kendimizden çaldıklarımızı
kendimize ödül olarak vermeye
yani hayatı yaşamaya bazı insanları duymamaya, 
bazı şeyler için üzülmemeye, sinirlenmemeye
umursamamayı tam olarak beceremesekte
hayatı istediğimiz gibi yaşamaya...
***
okulu bitirdiğimizde 81 dostum olsa her biri farklı bir köşe bulurdu heralde şu ülkede demiştim
uzaklık koymuştu gerçekten
hergün birarada olduğunuz insanlardan uzaklaşmak o kadar zor gelmişti ki
şimdi ise hepsi bir araya toplanıyor gibi
yanyana olmasakta çok yakınız 
hayat ne kadar garip değil mi :)
sizi herşeyle, herkesle sınıyor ve ödüllendiriyor...
***
anlayacağınız günün sonunda otobüste 
gayri ihtiyari bir oh çekerken buldum kendimi
sıkıntım uçup gitmişti sanki
bu ancak iki dost bir araya geldiğinde olabilecek bir şeydi
özlemişim hemde çok 
iyi ki geldin canım ve iyi ki geldim :))

12 Ağustos 2011 Cuma

Hayal Mi? Gerçek Mi?

Kişinin belirli bir anda yaşadığı hep hayalleridir ya da, aldanmaları ; 
gerçeklerini ise hep sonradan, çok sonradan, geçmişi olarak yaşar. 
Yani, kendisini belirleyen, hep gerçekler olduğu halde, 
yaşadığı hep hayallerdir.

Oruç Aruoba - Benlik

11 Ağustos 2011 Perşembe

Film Zamanı Gelmiş :)

Ramazan film izlemek için mükemmel bir zaman
şu son dönemlerde kaçırdığım filmleri izliyorum
musait bulduğum bütün aralarda :)
bugün işte budur dediğim film step up 3d
sinemada izlemek varmış ama pc dende gayet iyiydi
müzikler, danslar muhteşem
keşke biraz kabiliyetim olsa
çok isterdim en azından şu hareketlerin bir kısmını yapmayı
kesinlikle çok eğlenceli olurdu :)
ama "bazıları dans etmeyi öğrenir, diğerleriyse dans etmek için doğarlar"
benim sanırım bu işi öğrenmem lazım :))

9 Ağustos 2011 Salı

Ömür Hanım'la Güz Konuşmaları

...
Gökyüzünü öpmek isterdim, gözlerimle değil dudaklarımla
Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan
Delilik mi dedin?
Kim bilir...
Belki de yerde sürünmenin bir tepkisidir bu,
ya da ne bileyim bilinçsiz bir aykırı olmak duygusu
Gökyüzü de olmak isteyebilirdim değil mi?
Kim ne diyebilir ki?

Şükrü ERBAŞ

...

...
Ne önemi var ki kimliğimin,
herkes kadar önemli ve herkes kadar önemsizim
bazen kendimi bir dev gibi algılarım 
masal dünyasından kopup gelmiş 
ve her bir insan bir karınca kadardır gözümde o an...
bazense dünya bir okyanus 
ben küçük bir kibrit çöpüyümdür okyanusda savrulan...

Elif Eylül Aybaşoğlu


7 Ağustos 2011 Pazar

Tamam Yookkk :)

bu sıra herkesin ilgi odağıyım
ya da herkes kafayı bana takmış :)
beni analiz etmeye ve fikirlerimi değiştirmeye çalışıyorlar
evet olaylardan, yaşananlardan kendime sonuçlar çıkarıyorum
ve bunlar benim budur dediğim kural gibi bir şey
doğru diyorlar 
insanlar farklı farklı ve kesin değerlendirmeler yapmak yanlış
ama ben genelde durumlar için bu değerlendirmeleri yapıyorum
tamam bazen insanlar içinde...
ama hayat bize kullanım kılavuzuyla birlikte verilmedi
tecrübelerle kendimize bir yön belirlemeye çalışıyoruz
belki ben kesin çizgiler çizdim için dönüş yapamıyorum
ya da bir yol belliyken diğerine geçmek gereksiz bir risk gibi geliyor
tamam esnek olmalıyım birazcık
net tavırlar kimi zaman yanlış olabiliyor
ya da farkında olmadan bir şeyleri atlamama neden olabiliyor
ama bu yaşa kadarda böyle gelmiş
değiştirmek biraz zor
hak veriyorum ama yapmaya gelince
o anı atlıyorum galiba
bir dahakine diyorum
sonrakine, yok ondan sonra...
tamam tamam :)
bundan sonra hayatı şekillendirmeye çalışmak yok
insanlar için kesin hükümler vermek yok
önemsiz şeylere takılmak yok
sert davranmak, gereksiz agresiflik yapmak yok
tabi elimden geldiğince ;)

5 Ağustos 2011 Cuma

Ol !

sadece ol işte 
çok mu zor?


4 Ağustos 2011 Perşembe

Hangimiz kalırdı?

...
Eğer sana bakıyor olsaydım, ve sen de bana bakıyor olsaydın, tıpkı şimdi olduğu gibi sadece bakıyor olsaydın ve belki de konuşuyor olsaydık, belki, ve sen benim gözümde yansıyor olsaydın ve ben de seninkinde, yani sen benim gözümde kendini, ben de senin gözünde kendimi görebilseydim ve ikimizden biri kafasını çevirseydi geride hangimiz kalırdı? ha? kim kalırdı?


Dermot Healy


3 Ağustos 2011 Çarşamba

Hayırlı Ramazanlar :)

2 Ağustos 2011 Salı

Olabilemedin...

Olabilmek...
Olabilemedin, koyu parıltılı gözlü sevgilim benim...
Ben vardım; sen, kendini yok etmeyi seçtin.

Oruç Aruoba, İle

Melek Mi? Şeytan Mı?

Yaşadığımız bu uzun dünya sürgününde, yaşadığımız ve yaşattığımız tüm zulümlerin ardından, içimizdeki melek kendini korumak için şeytanlaştı.
İçimizdeki şeytan ise, insanoğlunun zalimliğe varan kötülüklerini görünce, kendisinin bile bu kadar kötü olamayacağına inandı ve melekleşti.
Artık içimizde kötü bir melek ve iyi bir şeytan yaşıyor.


Ahmet Savaş ÖZPINAR / Hayyamlar ve Yamyamlar



Aramızdaki görünmez bağlar

Tek başıma hiç sorunun yanıtını bulamıyorum.Hep yeni hayatlar yaşamayı isterken kendimi aynı hayatı tekrar tekrar yeniden yaşarken buluyorum. Sisli bir gecede yolunu kaybetmiş gemilere benzetiyorum kendimi. Yanına gidip konuşmak isteğim insanları da işte bu kayıp gemilere benzetiyorum. Uzaktan soluk ışıklarını görüyorum. Ama ne onlar bana yaklaşabiliyorlar, ne ben onlara... Sisli gecede birbirimize uzaktan bakıp yeniden kendi kayboluşlarımıza karışıyoruz. Umudum kalmadı artık; bu dünyada düşüncelerimi, beni, duygularımı gerçekten anlayacak birini bulmam imkansız görünüyor artık bana. Ama evimde duramıyorum yine de... Kendimi sokaklara atmak, insanlarla konuşmak, kendimi onlara anlatmak istiyorum. Dinliyor gibi gözüküp dinlemeseler de, anlıyor gibi yapıp gerçekte anlamasalar da...


Cezmi ERSÖZ


31 Temmuz 2011 Pazar

Durdurun Uçağı :)

bu sıralar Türk filmlerine takılıyor gözlerim
kimi hüzünlü kimisi ise gerçekten komik
yıllar geçsede değişmiyor bu
ama tabi mantık hatalarını da atlamamak lazım :)
yine de Zeki Müren ve Türkan Şoray ın saadetine bakınca
insanın içinden geçmiyor değil
- durdurun uçağı yoksa paraşüt takıp atlarım :)))
zati hep istemişimdir ;)

Temmuz İçin Gelsin ;)

uzun zaman önce izlediğim 
aklımda keyif aldığım kalan bir film
ay itibariyle heralde birden aklıma geldi
temmuz için gelsin
yazın, tatilin, güneşin, sevdiklerimizle birlikte olmanın sevincini yaşatan
temmuz için...
izlenmeli o zaman, belki de yeniden ;)

27 Temmuz 2011 Çarşamba

Bir Dilek Tut

dünya küçük diyerek bir dilek tutup
havuza atarsın belki olur...
belki zaman belki yer
kim bilir?
belki gerçek belki de sadece hayal...
dilek umutsa eğer
bütün umutsuzluğuma rağmen
içimdeki umudu kaybetmemek adına
bir dilekte benden kalsın sulara...

22 Temmuz 2011 Cuma

Yaşam Mücadelesi...

"Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun" dedi,
Öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an...

Özdemir ASAF

19 Temmuz 2011 Salı

Bir Dosta Teselli...

Bir süre sonra,
bir eli tutmakla, bir ruhu zincirlemek arasındaki
ince farkı öğrenirsin,

Ve aşkın yaşlanmak,
birlikte olmanın da güvende olmak
anlamına gelmediğini öğrenirsin.

Ve öpücüklerin sözleşme
ve hediyelerin de vaat olmadığını
öğrenmeye başlarsın.

Ve yenilgileri
başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın,
bir çocuğun üzüntüsü ile değil,
bir yetişkinin zarafeti ile...

Ve herşeyi,
bugünü düşünerek yapmayı da öğrenirsin,
çünkü yarın ile ilgili herşey belirsizdir.

Bir süre sonra güneş ışığının
yakıcı olduğunu öğrenirsin,
eğer fazla maruz kalırsan.

Bu yüzden
başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden
kendi bahçeni yarat
ve kendi ruhunu kendin süsle.

Ve göreceksin ki dayanıklısın
ve kuvvetlisin
ve değerlisin...

Veronica A. SHOFFSTALL

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Kızgınım!!!

kızgınım herşeye ve herkese
sadece kızgın
neden yok
sebep yok
mantık yok
beni kör eden saçma bir öfke var içimde
her yaptığıma yansıyor ama elimde değil
kızgınım...


15 Temmuz 2011 Cuma

KINAMA !!!

12 Temmuz 2011 Salı

Direniyorum, Direniyoruz...

Allah'ım kim bir bilim kurgu romanını ağlayarak okur ki?
sinirlerim artık tamamen altüst
kendimiya çok hırçın, asabi ve tartışma çıkarmaya hazır bekliyor buluyorum
ya da ne söylendiğini anlamayan, duymayan, boş boş bi yere odaklanmış
yorgun ve halsizim
yaşanılan şeyler uzakta olsam bile beni acayip geriyor
aklım onlarda, konuşsam bir dert, konuşmasan ayrı
hele de şu sürümcemeler yok mu öldürüyor beni
kısa zamanda olsa bitse artık psikoloji diye bir şey kalmadı
bu kafayla tatile gitsemde bir hayrını göremeyeceğim
Allah'ım nolur hayırlısıyla şu iş tez zamanda bitsin
herkes huzurlu, mutlu olsun nolur...
***
dalgın ve söylenenleri bile çarpıtarak anlayan bir durumdayken
beni gittiğim mekanlarda, açtığım televizyon radyoda, dolmuşta bulan
ve aynı zamanda arkadaşımın bana armağan ettiği şarkı olan
kısaca bu günlerde beni her yerde bulan bir şarkı direniyorum
belki de hepimizi
bu yüzden sadece bana değil herkese gelsin
direniyoruz be dünya elimizden geldiğimce...

9 Temmuz 2011 Cumartesi

Hayat Bilmecesi ~ 4.Perde ~ Masallar da Biter...

Masallara inanarak atlar insan maceralara çoğu zaman
herşeyin toz pembe olduğu ve herşeyin mümkün olduğu güzel masallardır bunlar
ama bir gün sevdalının sevdiği kızın yüzündeki beni farkedip şaşırması
ve ona ulaşmak için her gün yüzdüğü denizi o gün aşamaması gibi
bir noktaya takılırsınız daha önce olmayan bir şeyi farketmişşinizdir
onu düşünürken allak bullak olursunuz birden masal dünyanız çatırdamaya başlar
çatlaklardan gerçekler yüzünü gösterir
ama siz inatla reddedersiniz
herşey güzeldir bu bir dönemdir atlatılır
insan her hayal kırıklığında niye kendini avutmak için en çok kendine yalan söyler ki?
avutmak değil halbuki bu
yalanlar her zaman can yakar
bu iyilik için bile olsa rengi beyaz da olsa farketmez
hiç sevmedim yalanları beceremediğimden belki de
ama gerçekleri kabullenmek zorunda kalırsınız eninde sonunda
pembeler artık gri olmuştur
renksiz soğuk bu durumu istemezsiniz
sizin yaşadıklarınız bunlar olamaz ve bu böyle devam edemez
işte bu düşünce sadece bir noktadır hayatta
ve bir masal biter...
***
evet masallara kanmak saçmalık biliyorum
hele de en saçma olanı bir masala ona hiç inanmayan birini dahil etmek olsa gerek
ne yazık vaktinde söylenen sözler, konulan engeller işe yaramıyor siz bir şeye gerçekten inandığınızda
yaptığınız sadece etrafınızdakileri de kandırmak oluyor
onlarda kanmasalarda, sizi mutlu gördükçe kendilerini engel görüp üzülüyorlar
ve yavaşça çekiliyorlar yolunuzdan
ah keşke bir anlasa demekten başka birşey gelmiyor ellerinden
evet bir masal bitiyor en çok kendinden veren üzülüyor
ve de onu sevenler
diğeri mi?
gerçeklerin hep farkında olduğunda sadece hiç inandırıcı olmayan bir rol oynuyor bir zaman
sonrasında aynı....

8 Temmuz 2011 Cuma

Mazeretim var :)

"İnsan fırsatların gelmesini bekler, 
Fırsatlar da insanın gelmesini. 
Fırsatlar bekler insanlar bekler... 
Kazanan hep mazeret olur."

üzerime cuk oturdu bu laf
mazeretler biriktiriyorum ben de
bakalım fırsatlarla mücadelemiz nasıl devam edecek ;)


5 Temmuz 2011 Salı

Kararsız

durgun biriymişim ben, uçarı, karşılanamayacak isteklerim yokmuş
sahi ne istiyorum ki ben? beennn bilemiyorum...
önümde birçok yol var seçemiyorum
gitmek istiyorum ama gidemiyorum da
garip bir şekilde kaderimin şekillenmesini bekliyorum
hı beklemek, kabullenmek...
çabaladığım şeyler var kendi adıma 
ama bir yol seçmek gerçekten çok zor
hele bir de yanınızda birinin daha sorumluluğunu aldıysanız
ya da derdini dert edindiyseniz
işin içinden çıkmak daha da zorlaşıyor
biliyorum sürekli soruyorum kendi kendime 
ama napıcam ben? 
düşünmek o kadar yoruyor ki bazen
kaçmak istiyorsunuz herşeyden ve herkesten
öyle bir dünyada olmak istiyorsunuz ki
sadece ben olayım yapayalnız insanlardan uzak
sorumluluktan uzak, dertten uzak
huzur olsun sadece huzur
biliyorum mümkün değil ama 
hayal etmek bile rahatlıyor arada
zaten bu dünyada insanı ayakta tutanda hayaller ve umutlar değil mi?


25 Haziran 2011 Cumartesi

Gündüz Yarasalarıyız Biz

geceyi düşleriz gündüzken,
geceyken de gündüzü,
yitirebileceklerimiz yitiktir
onlardan uzaktayken ama
özleriz, döneriz yeniden
yitirmeden
yitirebileceklerimizi
yitiremediklerimize
yitirebilirdik, deriz;
ama yalnızca bir fiil çekimi bu
tutsaklıklara bağlamışız özgürlüğümüzü.
gündüz yarasalarıyız biz.

Oruç ARUOBA

11 Haziran 2011 Cumartesi

Kelimelerin Dansı ¿

gece, gündüz, masal, hayal, eğlence, hüzün, acı, nefret, kızmak, umursamamak, yok saymak, düşünmemek, çekip gitmek, istemek, yapamamak, kararsız kalmak, düşünerek kendine eziyet etmek, başkalarını düşünmek, kıyamamak, bakmamak, görmemek, hissedememek, sevememek, sorun aramak, bulamamak, inanmamak, film saymak, masallarda olmak, görünene inanmak istememek, hayallere inanmayı reddetmek, korkmak, asabiyet yapmak, kaçmak, aklı kalmak, karışmak, gitmek, gelmek, kalamamak, bilememek, düşünmek, cevap bulamamak, yol ayrımında kalmak, durmak, seçememek, sonunu görememek, kalmak, istememek, napacağını bilememek, yorulmak, uyumak, dinlenememek, leyla gibi dolanmak, sözcükleri karıştırmak, düşündüğünü anlatamamak, saçmalamak, boşvermek, dağıtmak, zorunlukları yapmak istememek, zorlanmayı reddetmek, son ana kalmak, kendini hırpalamak, gereksiz ayrıntılarda boğulmak, asıl işten uzaklaşmak, gözünde büyütmek, kara bulutları üzerine toplamak, dağıtacak bir el aramak, anlatamamak, kafasını toparlayayamamak, bir anda olayların ortasında kendini bulmak, hayatı şekillendirmek istemek, nasıl yapıldığını bilememek, yollara düşmek, istediklerini yapmak, engellerle çarpışmak, yorulmak, sabretmek, bocalamak, devam etmek, enerjisi azalmak, özlemek, aramak, konuşmak, buluşmak, görmek, dertleşmek, rahatlamak, mutlu olmak, bahar gelmek, sebep olmak, tatile gitmek, hayal kurmak, eğlenmek, dostlarla birarada olmak, hayatın tadını çıkarmak ;)

Bir Süre Sonra

Bir süre sonra,
bir eli tutmakla,
bir ruhu zincirlemek arasındaki ince farkı öğrenirsin,


Ve aşkın yaşlanmak,
birlikte olmanın da güvende olmak
anlamına gelmediğini öğrenirsin.


Ve öpücüklerin sözleşme
ve hediyelerin de vaat olmadığını
öğrenmeye başlarsın.


Ve yenilgileri
başın dik ve gözlerin açık karşılamaya başlarsın,
bir çocuğun üzüntüsü ile değil,
bir yetişkinin zarafeti ile...


Ve herşeyi,
bugünü düşünerek yapmayı da öğrenirsin,
çünkü yarın ile ilgili herşey belirsizdir.


Bir süre sonra güneş ışığının
yakıcı olduğunu öğrenirsin,
eğer fazla maruz kalırsan.


Bu yüzden
başka birisinin sana çiçek getirmesini beklemeden
kendi bahçeni yarat
ve kendi ruhunu kendin süsle.


Ve göreceksin ki dayanıklısın
ve kuvvetlisin
ve değerlisin...


Veronica A. SHOFFSTALL


6 Haziran 2011 Pazartesi

Gelen Güne Armağan :)

En Uzun Fiil

Halt etmiş Türkçe öğretmenleri.
En uzun fiil " Beklemek " tir çünkü...

Sunay AKIN


5 Haziran 2011 Pazar

Hayat Bilmecesi ~ 3.Perde ~ Acılar büyütür!

hayatta bazı şeyler sizi korkutur
sonu görülemeyen, tahmin edilemeyen herşey risklidir çünkü
kötü olma ihtimali
üzülme ihtimali
yıpranma ihtimali
zarar görme ihtimali
vb birçok şey geri adım attırır size
sırf bu yüzden yolunuzdan döndüğünüz olmuştur
ya da yol ayrımında bu sebeple diğerini seçtiğiniz
ama her zaman kaçtıklarıyla yüzleşir insan
korktuklarından ne kadar kaçmak istese de
hayat öyle yollara sevkeder ki,
öyle insanlarla karşılaştırır ki
zorunda kalarak yüzleşirsiniz korkularınızla
ki çoğu zaman da sadece
gözünüzde büyüttüğünüzü farkedersiniz
ama korkulan da olabilir üzülebilirsiniz, üzebilirsiniz...
hayat ne zaman toz pembe oldu ki?
yaşanması gerekenler yaşanır!
hayat acısıyla tatlısıyla var
aslında acılar size hayatı sevdirmek için var
acılar insanlara gerçekleri gösterir, büyütür,olgunlaştırır
bir yerde güzellikleri fark etmenizi sağlar
bazen korktuğunuz için kendinize koyduğunuz engelleri yıkar
bazen kaçtığınız şeylerle başbaşa bırakır sizi
acı anlıktır aslında o an bir sızı kaplar içinizi
ama bir şeyler yapmanın gerekliliğiyle hareket eder, atlatırsınız
hayatta neler neler geçmiyor ki?
***
her acı büyütür içindeki çiçeği...