13 Eylül 2011 Salı

Adamlar bir şeyi biliyor da söylüyor :))

Hindistan'dan 4 Kural
İlk kural :
" Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan,etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.

İkinci kural :
"Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. 'Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı' gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir."

Üçüncü kural :
" İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak,o da başlamaya hazırdır."

Dördüncü kural:
"Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir.Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir. Kendine iyi bak. Tüm kalbinle sev. Sonuna kadar hayatın tadını çıkar. Hayattındaki her gün bir hediyedir,kıymetini bil."
***
Arkadaşım bu kuralları tek tek eklemiş ben tesadüfen 3.sünü gördüm
ve inşallah dedim :) inşallah öyledir...
bizimkinin cevabı gayet net
öyledir öyle hint kuralları bunlar adamlar bi şeyi biliyo da söylüyo :)))
eh ne diyelim hakkaten herşeyin bir nedeni var
sanırım adamlar doğru söylüyo :))


12 Eylül 2011 Pazartesi

Bir rüzgar esti...

yeni dizim eğlenceli bir şey
ama müzik inadına duygusal
esen rüzgar eskilere götürsün bizi
sandıklarımıza, kandıklarımıza
anlattıklarımıza, anlatamadıklarımıza
değiştirebildiklerimize ve değiştiremediklerimize...

Özlem Listem !

tiyatroya gitmeyi özledim
kısları özledim
Ankara yı özledim
ders kaçışlarını gezmeleri özledim
kafeteryada oturup dedikodu yapmayı özledim
düşünmeden yaşamayı özledim
ileriye dönük ciddi planlarımın olmamasını özledim
herşeyin uzakta olduğunu düşünmeyi özledim
tam anlamıyla yaşanan baharı özledim
beraber geçirilen yaz tatillerini özledim
tren yolculuğu yapmayı özledim
saçmalayıp deli gibi gülmeyi özledim
geceleri ay, yıldız ve deniz manzarasında dertleşmeyi özledim
hadi bir şeyler yapalım demeyi
ne yapsak diye fikir bastırmaya çalışmalarımızı özledim
kaygısız günlerimi özledim
deniz kıyısında gazete okuyup müzik dinlemeyi özledim
hep bir ağızdan şarkı söylemeyi özledim
festivalleri, konserleri özledim
film izleme seanslarımızı özledim
kalk gidelim demeyi özledim
ne yapsak diye düşündüğüm boş zamanlarımı özledim
tadını çıkararak alışveriş yapmayı özledim
vaktinde bitmeyen konuşmaları özledim
ayrılamayışlarımızı özledim
(daha önceden mi konuşulacak çok şey vardı
yoksa artık konuşmaktan mı sıkıldık bilemiyorum ama..)
ne kadar geç kalsamda beni beklediğini bildiklerimi özledim
ya da kendini bana göre ayarlamayı öğrenenleri :)
bana, sana, ona gitmelerimizi özledim
ailelerimizi özledim
verdiğimiz kavgaları özledim
yaşadığımız sevinçleri özledim
beraber yeni şeyler yapma çabamızı özledim
kısacası her anını dolu dolu geçirdiğim günlerimi özledim
yaşananları özledim
eski resimlerdeki beni özledim :(




6 Eylül 2011 Salı

Yanlışlar

yaşam,
istemen ve istediğinin ne olduğunu
-ne istediğini- bilememen olacak.


bilinmeyene elvermeyecek yaşamın
hep istem olacak,
ve istemin bilinemezliği...


iki türlüsü de olabilecek:
bilmediğini istemen;
istediğini bilmemen...


bu yüzden de yanlışları istemen olacak yaşam:
ne olduğunu bilmeden istediklerin;
istediğini bilmediklerin;
isteyip de bilmediklerin-
hep, yanlışlar...


Oruç Aruoba