28 Aralık 2010 Salı

Büyümüş Bakışlarımız

kimi insanlar büyüdükçe yüzü değişir
kimi insanların vücut yapısı
saçı, başı, kilosu ve benzeri..
ama hepsinin bakışları değişir, değişirmiş...
geçen arkadaşla eski fotoğraflarıma bakarken
dalga geçiyorum kendimle nasıl komik hallerim
kılık kıyafet, saçlar değişmiş 
ama ben aynı ben hiç bir değişiklik yok diyorum
bakışların değişmiş diyor
o çocuksu bakışlar gitmiş 
şimdi daha bir büyümüş, kendinden emin bakıyorsun
ilk defa farkediyorum bunu
bakışlar hakkaten insanı ele veriyor her anlamda...
bakışların; sevinci, mutluluğu, hüznü, acıyı, kızgınlığı ve gizlenenleri yansıttığını
genel anlamda duyguları yansıtığını sanırdım
olgunluğu yansıttığını ise yeni yeni farkediyorum açıkcası
genelde insanların bakışları, gözleri dikkat çeker ilk olarak
bu bence insanları sözlerinden ziyade bakışlarının ele vermesidir
dil yalan söyler, el yanlış yapar ama gözlerde  yalan, yanlış yoktur
ondandır bir kişinin söylediğinden emin olmak adına bir süre gözlerine bakarsınız
istemsiz bir tepkidir çoğu zaman
ama yanıltmaz bakışlar sizi....
bunun yanında yaşı da ele vermesini farketmiş oldum
hele de benim gibi fiziki tiplerinden insanların yaşını çıkaramayan biri için
hakkaten bakışlar ele veriyormuş yaşı
büyüdüğümüzü gösteriyormuş bize farkettirmeden...

24 Aralık 2010 Cuma

Kadınlar

...
İnsanlar soruyorlar çoğu zaman neden bu kadar çok bekar kadın var diye; hepsi kariyer derdinde olan. Çünkü inançlarını yitirdi o kadınlar...
Zamanında yüreklerine o kadar çok iğne saplandı ki, o kadar çok ağladılar ki!
Artık kendilerinden başka bir doğru olmadığına inanıyorlar, o yüzden kendilerine sarılıyorlar...
Çünkü biliyorlar ki sarıldıkları adamlar onları hak etmedi; hem de hiçbir zaman!
Hep bir çıkarları oldu sarıldıkları adamların.
E! o zaman niye sarılsınlar ki? Niye sarılalım ki?
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa bilin ki olgunlaşıyordur.
Bilin ki, gerçekleri kabul etmeye başlamıştır.
Bilin ki, artık aşkın olmadığına inanmıştır.
Bilin ki, sarılacak tek bir doğrusu kalmıştır.
O da kim, ne diye sormayın artık.
Çok ağlayan kadınlar, eninde sonunda kendilerine sarılırlar çünkü!

Aziz NESİN


21 Aralık 2010 Salı

O'nun Dilinden Aşk

Onun aşık olduğu yaştaymışım
26...
dinlemesi ne kadar güzeldir birinden hikayesini
ve insan ne gariptir her anlatışında yeniden yaşar o sevinci de, üzüntüyü de
aşık olmayan biri tam olgunlaşmamıştır diyor
öyle bir acı çekilmeden insan tam olgunluğa erişemezmiş
ama öyle bir anlatıyor ki
sesinden o anda mutlu olduğunu yeniden heyecanlandığını hissediyorum
elimde olmadan soruyorum peki neden ayrıldınız
farklı hayatlarımız var diyor
aslına bakarsanız tam istediği özellikleri barındıran biriymiş
insanları özelliklerine göre sınırlandırmamak gerek diyor
istenilen şeyler her zaman mutlu etmiyormuş insanı
hayırlısını dilemeli diyor
ve kesinlikle biri için değişmeye kalkmamalı diyor
özellikle de kadın bir erkek için vazgeçtiklerinden hep pişmanlık duyar
bu da aralarında sorunlar yaratır zamanla diyor
pişman mı acaba diye geçiyor içimden
ama hiç pişman değilim diyor
karşılaşmalarını, yaşadıkları tesadüfleri yaşanması gerekenler olarak görüyor hep
iyi ki ona aşık olmuşum, iyi ki onla yaşamışım diyor aşkı
bazı şeyler yaşanmalıymış hayatta
zaten olacak birşeyin önüne geçmek ne mümkün
aşık olmadan önce ya da aşıkken hep karşındakini düşünüyorsun diyor
ama sonrasında bencilleşiyorsun
kendine yöneliyorsun o acıdan korktuğundan diyor
temkinli atıyorsun adımlarını tekrar birşeyler yaşamak daha da zorlaşıyor diyor
beni küçük görüyor daha olgunlaşamamışım ya :)
kendimi yaşlanmış hissettiğimi, benden geçtiğini düşündüğümü söylüyorum
gülüyor ben de senin gibiydim diyor, tam da 26 yaşında aşık oldum
yaşayacaksın diyor, yaşanmalı mutlaka
ama hayırlısını dile, istediklerin seni yanlış insanlara yöneltmesin
gerçi hep senden çok farklı insanlara aşık olursun diyor
hiç aklında olmayan birine nasıl aşık olduğunu O'da çok düşünmüş
o gün diğer çıkışı kullansa dile gelmeyecek, onun aklına düşmeyecek
dolayısıyla hiç yaşanmayacakmış
insan çektiği acıdan bu kadar güzel bahsedebilir mi?
acı da insanı mutlu edebilir mi bazen diye geçiyor içimden
O ise beni merak ediyor yok mu kimse diyor?
etrafına bakmıyorsun diyor
hiç bakmadım ki ben bir hızla gideceğim yere gider dönerim :)
zaten iş yoğun diyorum ona vaktimde yok
O da biliyor zamanı var bazı şeylerin hayatta
ama sen istesen de istemesen de aşık olacaksın diyor
o acıyla karışık mutluluğu yaşayacaksın
acı sözcüğü daha bir anlamlı çıkıyor sanki ağzından
anlıyorum hakkaten yanmadan olmuyor...


Aşka yanmalı can dediğin,
Ya canan olmalı ya da canını almalı
Yar diyemezsin ki herkese,
İçindeki yaran olmalı
Herkesin de bir yüreği vardır amma,
Yürek dediğinde bir Aşka yanmalı
Mevlana


Ruh İkizim

ruh ikizim olan bir kız arkadaşım var
farklı yerlerdeyken bile aynı şeyleri yaşadığım, aynı şeyleri düşünüp, aynı kararları aldığım
böyle birinin olması bir hayli garip olmasına karşın, bir o kadar da güzel
insan yalnız olmadığını hissediyor
telefonda biri size sizi anlatıyor sanki
ve sonra kendi kendinizi motive ediyorsunuz, avuturken birini
bunların ardından başka biri yanı başınızda sorguluyor sizi
farkında olmadığınız gülümseme halini açıklıyamıyorsunuz
farkında mısınız ki?
olay farklı bir boyut kazanıyor tabi
insan durup dururken neden sürekli gülümseme haline geçer ki
ama farklı bir nedeni yok işte...
ben ruh ikizimi hem cinsimden bulmuşum
biliyorum ruh ikizi teriminin mantığına aykırı bu
erkek olması gerekirdi
ama öyle biri var mı? varsa nerdedir? ne yapar?
ne garip artık bunları bile merak etmiyorum
zamanında çok kafa yorduğum bu sorular artık çok uzaklarda
hep inandığım o masallarda...
günümüzde anlamını yitirmiş bir kelimeye anlam yükleme çabası benimki
dolayısıyla inadımı bırakıyorum günden güne
beklemiyorum artık...
varsa eğer gerçekten beklenmesi gereken biri
günü geldiğinde yaşanacaklara açığım beklentisizce ve hayırlısıyla elbet
ama şuan yapmak istediklerimi yapacağım bir zaman dilimindeyim
kafamdaki, istediğim herşeyi yapacağım hiçbir şeyi ertelemeden
geçen yıllarda bu şekilde geçti bakınca
ee insanoğlu istekleri hiç biter mi?
ama asıl demek istediğim bu konuya karşı içimin soğuması
hala romantik filmler izliyor, romanlar okuyorum,
hala acıtıyor yüreğimi hikayeler
ama ben yokum içinde, hiç olmadığım gibi...
benim masalımdaki konular dışında kalan bir konu oldu sonunda
günü gelene kadarda başkalarına adıyorum bu konuyu
benden başka herkesin olsun...

20 Aralık 2010 Pazartesi

Filmlerde Kalanlar...

ben aşka aşığım mecnun aramam
ben gönlüme yar ararım
yar; hem sondur hem başlangıç
ben sonun başlangıcına bir anahtar ararım
...
kim ki bana bakar beni görür
ben ona bakarım
görmeyen göze baksan ne fayda
beraber görünen geleceğe bakarım


kimseyi aramıyorum, istemiyorumda
ben sadece aşık olmak istiyorum
ama aşık olunacak bir erkek olduğuna ya da bana denk geleceğine
inancım çok çok az, yok gibi bir şey
dolayısıyla bir beklentim yok
aksine bana ekstra bir dertmiş gibi geliyor
başımdakiler bana yetiyorda artıyor bile...
ben masallarla büyüdüm
günümüzün pazarlıklı ilişkilerine inatla o saf aşklara inandım
(zaten zamanlamam yanlış ben 80'lerde yaşamalıymışım)
dolayısıyla etrafımdaki ilişkiler sadece beni şok ediyor
alışmam gerekli belki bu sıklıkla ama ben inatla alışmak istemiyorum
çünkü alışırsam normalleşirler
oysa normal değil bunlar, bu yaşananlar...
insanlar için ne kadarda basitleşti ilişkiler
tek gecelik, sadece gecelik, üç kişilik vb garip ilişkiler türedi etrafta
ki birde normalmiş gibi anlatmaları, milletinde göz yumması yok mu!
ben artık kendimi anormal ilan ediyorum bunların içinde
evet onlar normalse ben anormalim ki öylede tepki görüyorum bu konuda
hiçbir şikayetim yok ben iyim böle
insanlar zaman öldürmek ya da sırf yalnız kalmamak adına bir şeyler yaşıyor
sırf böyle bir neden yüzünden insan biriyle birlikte olabilir mi?
ben normalde bile sevemediğim birinin yanından kaçmak için bahaneler ararken
aman yalnız kalmayayım diye biriyle olamam ya
olanları da anlamıyorum
acıyorum bazılarına ne kadar kendine güvensiz ve birilerine muhtaçlar
onlara bakınca kendimin aslında ne kadar da cesur olduğunu görüyorum
kararsızlıklarla boğuşsamda arada şükürler olsun ki güçlü bir karakterim var
kimseye bağımlı olamam ben
severim insanları hemde hakettiklerinden fazla ve karşılıksız yapım böyle malesef
sevgi hele de iki insan arasındaysa o apayrı bir şey
bence çok özel... 
iki kişiye ait bir dünya ve birlikte bu dünyaya meydan okuma
dolayısıyla bu ancak ve ancak bir kişiyle olabilir
bu kişiyi bulmak adına deneme yanılma yöntemini uygulamak saçmalık
ay bu olmadı ötekini deneyeyim nedir ya
aklım hakkaten almıyor böyle ayağa düşmüş hareketleri
ve ben bu kadar gözümde büyütmüşken sevda olayını
birilerinin gözümün önünde yaşadıkları ya da duyduklarım bendeki tabuları yerle bir ediyor
anlamıyorum ki ben mi eski kafalıyım
ne kadar basitleşmiş herşey, ucuzlaşmış
paha biçilir ve harcanabilir olmuş sevdalar
ve sadece filmlerde kalmış aşklar
dolayısıyla ben film izlemeye devam edeyim
yaşanacak bir şey kalmamış nasılsa...


13 Aralık 2010 Pazartesi

Hani Işınlanacaktık ?

2008 ve öncesi hayatımın en yoğun en hareketli seneleriymiş 
fotoğraflara bakıyorumda ne kadar renkli ve güzelmiş
resmen gezmişim, tozmuşum, eğlenmişim
tabi o kadar sosyal hayattan sonra gel burada 2 sene asosyale bağlan
ben bunalıma girmiyimde kimler girsin :)
özledim özledim özledim işte !!!
şu an geçmişe ışınlanmak istiyorum o kadar yani
ışınlanma olayını da hala geliştiremediler ya ne diyeyim
sanırım ilkokuldayken 2010 uzay çağıydı :)
ve ben hayatım boyunca ışınlanma olayını bir gün çözmelerini bekledim
hatta bir dönem astral seyahate merak sarmıştım ama
ruhani yönüm o kadar gelişmiş değil malesef :))
bir de yaşadığımız uzay çağına bak hayallerimin çok çok gerisinde 
hızlı trene bile yeni yeni geçiyoruz ancak ankara eskişehir arası çalışan 
bir trenimiz var diye bir de övünüyoruz ya
tabi biz hızlı tren ağı genişlesin, her yere uçak pisti yapılsın diye safsaf beklerken
bazıları uzay çağını yaşıyor ya da onun için ön hazırlık yapıyor diyelim
teker teker gezegenlerinde arsaları satılıyor 
sanırım torunlarımız o günleri görürde onlarda yatacak yer bulabilirler mi şüpheliyim
ilkokulda hayal ettiğim geleceğin g'sinde bile değiliz :)
hakkaten çocukların hayalgücü ne kadar geniş
ki zamane çocuklarına hiç değinmemek lazım
artık küçücük çocuklardan adamlık laflar duyuyoruz
ki zamane adamlarından duyamazsınız ;)
neyse gelecek bize sadece cep telefonu, laptop, lcd ve wireless olarak geldi
bizim bundan sonra görüp görebileceğimizde gene iletişim ve medya alanında olacağını düşünüyorum
tabi ev sinema sistemleri muhteşem, led ekranlar harika ki artık ipadlerde piyasada
ve büyük ihtimalle ince hafif cep tipi harddiski yüksek, hızlı ve tek bir alet ile iletişim ve medya adına herseyi yapabileceğimiz günlerde yakındır
ama ışınlanmaya ömrümün vefa edeceğini sanmam :))
ömrüm boyunca bir kere olsun ışınlanmak isterdim ama sırf bunun için
bazıları gibi kendimi dondurup bilmem kaç yıl sonra uyanmak hiç istemem
ne Demolition Man gibi insanların değer yargılarını kaybettiği, emir komanda sisteminde bir hayat isterim
ne de Vanilla Sky gibi resimlerden hayali bir dünyada psikoya bağlamış olarak dolanmak
bize harika bir şey lütfedilmiş düşünme, hayal etme yeteneğine sahip varlıklarız
tabi bunu abuk sabuk işlere heba etmezsek
ortaya hayalle gerçeğin birleştiği muhteşem şeyler çıkacağına inanıyorum
tabi bir o kadarda korkutucu bu insan beyni kötüye de çalışıyor ne de olsa...
neyse bir fotoğraftan nerelere geldik
ama ya bari insanın anılarını hatırlama gücüyle, o anı tekrar yaşamasını sağlasalar 
çok şey mi istiyorum acaba :)
böyle bir fotoğrafa baksanız ve birden o olayın içinde bulsanız kendinizi
ne kadar güzel olurdu...
tabi arada saplantılı tiplere dönmemiz muhtemel ama olsun, güzel olurdu
yanınızda olamayan biriyle tekrar yanyana bir şeyler paylaşmak 
ve eminim bunun için gözünü kırpmadan servetini ortaya koyacak birileri vardır
ben en iyisi bir geliştirme projesine ön ayak olayım 
daha bende tembellikten kalma yaratıcı çok fikir var nasılsa
ee ne de olsa herşey pratik olmalı :))
son olarak herkesin düşünce gücüyle hayal ettiği yerde olabileceği zamanları görmek dileğiyle...


Hayalperest Küçük Kız ;)

11 Aralık 2010 Cumartesi

Yollar Aynı Zaman Farklı

ben yokken sen oradasın şimdi
hep düşündüğüm gibi;
yine aynı yollarda ama farklı zamanlardayız seninle
karşılaşma ihtimalimiz ne kadar da az...
inşallah sana uğurlu gelir
gönlüne göre bir yere yol almana sebep olur...

Yusuf Dedi Züleyha

Yusuf,dedi Züleyha; sen benim, evvel düşen şehrimsin, ahir düşen şehrimsin. Ezel düşen şehrimsin, ebed düşen şehrimsin.
Yusuf,dedi Züleyha; kalbim sen, benimsin yalnız benimsin,kalbin ben,seninim yalnızca seninim.
Yusuf, dedi Züleyha; sen masumsun, sen de bilirsin, ben de bilirim. Şu dört duvar, şu sıkı sıkı kapalı kapı,döşemenin üzerinde ezilen sarı gülün yaprakları tanık ki suçun yok senin.
Fakat güzelsin. Güzelliğin yoruyor beni,çünkü mümkünü var,suret kasrında bir suret değilsin. Suçlu değilsen de bana, beni suçlu kılacak kadar güzelsin. Mümkünü olan bir güzelliğin sahibiysen Yusuf ve bu güzellik yoruyorsa beni, sen dünyanın en masum mücrimisin. Suçlu,suçunu her zaman bilerek işlemez Yusuf ve güzellik bazen suça dönüşür.Yaratılmışların en güzeli karşısında,ruhum kadar bedenim,kalbim kadar kalbimden çıkıp da bütün bedenimi deveran eden kanım ve damarlarım,ve bütün zerrelerim akıyorsa sana, ben de dünyanın en mücrim masumu değil miyim?
 Çünkü, dedi Züleyha; güzelliğin bir derin kuyu senin. Bir düşenin kurtuluşu kolay olmaz.Ne mutlu kalbine sen düşene,ve ne mutlu senin kalbine düşene.Tufandan kurtulmak için kendi derinliğine akan bir ırmak gibi; akmasam sana ölürdüm Yusuf, aktım, yine öldüm. Kendi ölümümün şeklini seçmem özgürlüğümse susarak ölmeyi değil,söyleyerek ölmeyi seçtim. Tortulanarak ve bulanarak değil,taşarak ve coşarak ölmeyi istedim. Hükmümün Yusuf olduğu yerde ölümlü olduğumu bildim.Ve yine dirilecek olmamın emniyetiyle ölümlü oluşumu çok sevdim.
Yusuf,dedi Züleyha, bütün bir hayat, kınanma, horlanma, yitirme,her şey kalbimin üzerinden geçecek ve ben kalbimin altında kalacağım. Bana dair ve bana rağmen var olan bir dünyada büyüklüğü,yitirdiklerinin çokluğuyla ölçülen bir Züleyha kalbi olacağım. Senin zindan karanlığın benim özgür aydınlığıma denk düşecek, o kadar ki karanlık olacağım. Sancıyla elimi attığım fundalıklar mavi çiçeklere dönüşmedi henüz, ama aslolan kalp olacak ve hayatı sonradan bulacağım.
Yusuf,dedi Züleyha; aşk zorlu bir sınav,ben bu sınavı en baştan ve gönüllü mü kaybettim? Hayır işte! Yitirmiş görünsem de kazancımsın sen benim. Ve şer gibi görünsem de göreceksin, yitirdiğin ne varsa benim sana açtığım kuyuda,hayrın olacağım sonunda.
Yusuf,dedi Züleyha; sana, gel kaderim ol, demem. O kadar ki, güldeki sevda, çöldeki ateş, denizdeki su kadar kadersin bana.Bak alnına, iki kaşının ortasına. Orada benim mührüm var. Alnımın yazısı olduğun kadar, alnına da yazıyım. Değil mi ki sen Yusuf güzelisin, gömleğin çoktan yırtık senin. Ve değil mi ki ben tecelli etmesem eksik kalır sana dair kader. "Senin kaderin benim tecellim.", kaderimde zindan varsa, Yusufluğum su götürmez benim.
Yusuf ile Züleyha - Nazan Bekiroğlu

10 Aralık 2010 Cuma

Leyla'nın Aşkı

Leyla'ya sormuşlardı hani bir gün,
"Sen mi Kays'ı daha çok sevdin; yoksa o mu seni?"diye.
"Elbette ben onu daha çok sevdim!" demişti Leyla,
Kays adını duyar duymaz gözünden yaşlar boşanarak,
"Elbette ben onu daha çok sevdim!"
"Nedir delilin, nasıl ispat edersin onu daha çok sevdiğini, üstelik o senin için çılgınlığa varmış, aklını yitirmiş mecnun olmuşken?"
O vakit Leyla ağlayarak:
"Dostlar!.."demişti, "sırdır ki gizli gerektir, sevgilinin adını dile düşürmek hakikatte ayıptır. Kays bir dağ delisi gibi davrandı, gitti sahralarda çöllerde aşkımız ona buna anlattı, ben kimseciklerle paylaşmadım onun sevgisini, içimde büyüttüm, büyüttüm, büyüttüm... Budur ki benim onu daha çok sevdiğime delildir.“
***
- Mecnun kime anlattı aşkını Haminneciğim?
-Kurtlara, kuşlara, dilşeker'im, yalnızca ağzı var dili yok kurtlara kuşlara.
Buna rağmen sırlarına halel geldi, sevdaları dillere düştü, şiirlere nakış oldu.
Sevgi dediğin, aşk dediğin mahremdir, dile getirmek mahremine halel getirmektir.
İskender Pala - Aşkname


9 Aralık 2010 Perşembe

Ama Hep Güzel Şeyler Olsun...

Bir şey yap, güzel olsun. 
Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. 
Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. 
Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. 
Ama hep güzel şeyler olsun.
Çünkü her insan ölecek yaşta. 
Geç kalmayasın!


Şems-i Tebrizi

7 Aralık 2010 Salı

Gereksiz İşler Müdürü

evet kendimi gereksiz işler müdürü ilan ediyorum :)
ne bu ya kendimi geliştireyim diyorum, hevesle adım atıyorum ki
bir de bakmışım olaydan çok uzaklarda gereksiz işler yapıyorum
yok yok bu benim kaderim zaten
hangi iş için daha iyisi olabilir dediysem,
yok bu düzen böyle gitmez dediysem
üstüme kalmıştır zaten
alnımda bu sorumluluk almaktan, iş yapmaktan (gereksizde dahil),
yük taşımaktan zevk alır falan yazıyor heralde
sen yaparsın, edersin, bilirsinler güvenmekten kaynaklı değil sadece
kendisi sorumluluk almaktan kaçanların
bu yapar zaten deyip kenara çekilmelerinden kaynaklı tamamen
bende ne kadar geç, güç olsada hiçbir işi yarım bırakmadığım
ve yapabildiğimin en iyisi (hatta yapabileceğimdende iyisi) olsun diye uğraşıp, dert edindiğimden
hiç geri adım atmıyorum tabiki hep öne hep ileri
sonra bir bakıyorum yanımda kimse yok ortada ben
verin verin tabi sol omzumda biraz daha boşluk kaldı :)
yok yok ben iflah olmam
sırf bu işler yüzünden erken yaşlanacağım ya
şurada kaç sene oldu iş hayatımda
ama milletin 10 yılda yaşayamayacağı tecrübeyi edindim
ve tabi tecrübe lafının ruhen yaşlanma ve akıl sağlığından biraz vazgeçme olduğunu da öğrenmiş oldum :)
***
biraz alakasız ama bu yazıyı
turkcellin yeni reklam müziğiyle (daha fazla hayat) bitirmek istiyorum
çok hoş olmuş sözler
belkide tam şu anda içimden geçenleri söylediği için
ve bana gelsin :))


bize daha farklı daha yeni
daha dolu ve daha iyi
hepimizin hakettiği
bir hayat lazım!!!

5 Aralık 2010 Pazar

Durum Tespiti

kafamda binlerce soru, aklımsa bir şeyde saplantılı gibi
dönüp dönüp aynı noktaya geliyorum
anlayamıyorum ki nasıl bir şey bu?
sanki formülünü bildiğim bir matematik sorusunu çözerken
yaptığım işlem hatasını bir türlü bulamıyorum gibi
ya da yapmam gereken çok önemli bir şeyi unutmuşum
ve sadece çok önemli bir şey yapmam gerektiğini hatırlıyorum gibi
gibi...
bir yerde atladığım bir şey var gibi
ama öyle bir şey ki ne anlayabiliyorum
ne de anlatabiliyorum
buna rağmen kendimce mutlu, umutlu olduğum bir durum
saçma olduğunu bile bile vazgeçemediğim bir durum
her defasında bitti, yapmam, etmem dediğim
ama kendime yenildiğim bir durum
ah bu durum...
benim bilgisayar başına oturmama sebep olan
kendimi engelleyemediğim bir durum
sonra gülümsememe sebep olan bir durum
aynı zamanda gereksiz zaman kaybına neden olan
ama bile bile aynı hatayı yaptığım bir durum
oyalanmak için bir bahaneymiş gibi
diğer bir yandanda eksikliğini duyumsadığım bir durum
bu öyle bir durum ki beni bana kırdıran, gücendiren, darıltan
aynı zamanda beni garip bir şekilde mutlu eden, hayallere inandıran bir durum...


3 Aralık 2010 Cuma

Gidişatın Değişeceği Yer ve Zaman

Kötü bir döneme girdiğinde ve herşey sana karşı gibi göründüğünde,
bir dakika bile dayanamayacakmışsın gibi geldiğinde sakın pes etme,
çünkü işte orası gidişatın değişeceği yer ve zamandır....

MEVLANA


2 Aralık 2010 Perşembe

Düşünmek, Umursamazlık ve Silmek

düşünme yeteneğimi kaybetmek isterdim
en azından başkalarının adına düşünmesem bile kafi
insanların bencilce yaşadığı bir zamanda ben nasıl böyle kaldım 
anlaşılır gibi değil...
herşeyi ve herkesi onlar adına da düşünmekten yoruldum
artık biraz mola vermek istiyorum ne kadar beceremesemde
insan bazen umursamazlık moduna geçmeli
ya da en azından öyle görünmeli
ki insanlar daha da üstüne gelmesin her geçen gün
ya da en iyisi sil gitsin herşeyi ve herkesi
keşke bir reset tuşu olsa insanlar içinde
en azından biraz daha rahat ve huzurlu olurlar 
belli bir süreliğine bile olsa...

28 Kasım 2010 Pazar

Umut

Kendi kendimizle yarışmadayız gülüm
Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz
Ya dünyamıza inecek ölüm. 


En güzel deniz henüz gidilmemiş olandır
En güzel çocuk henüz büyümedi
En güzel günlerimiz henüz yaşamadıklarımız
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz
Henüz söylememiş olduğum sözdür. 

Umuda bin kurşun sıksa da ölüm
Unutma umuda kurşun işlemez gülüm


Nazım HİKMET RAN




Filmden önce bu videoyu izlemiştim ve içim acımıştı
bugün filmi izledim gözyaşlarımı tutamadım
film, müzik ve şiir nasılda bütünleşmiş...
***
umut, bizi yaşama bağlayan bir ip aslında
o olmadan yaşanmıyor 
ama hayatta kendinden önce gelen, 
daha çok önemsedikleri olduğunda
sırf onları hayata bağlamak adına kendi ipini kesiyor insan
yarınından vazgeçiyor 
başka birinin yarını olması adına
evlat...
canından bir parça
kıyamadığı ve onun için herşeye katlandığı... 
insan kendine kıyarda, onun elinden kayıp gitmesine göz yumabilir mi?
***
yolculuk filminden sonra insanların seçimleri, sevdikleri, umut ve yaşam adına 
izlediğim en güzel türk filmiydi
öyle ki parçalıyor insanın içini, bir yumruk düğümleniyor boğazında
ve gözyaşları süzülüyor yanaklardan...

27 Kasım 2010 Cumartesi

Sertap'la Ben :)

Bir Sertap Erener konseri sonrası :)
Her şarkısı ayrı güzel ama bazıları özel eskilerden hala taze kalan...







11 Kasım 2010 Perşembe

Şarkılarla Avunmak

şu sıralar bazı şarkılara garip bir şekilde taktım 
dönüp dönüp aynı şarkıları dinliyorum
sanki onlardan başkası avutamazmış 
ya da ruh halimi değiştiremezmiş gibi
buda onlardan biri 
bir şarkı sürekli tekrarda olup 
yine de ilk dinleniyormuş hissi bırakır ya arada
ya da bazı şarkılar hiç bitmesin istersiniz ya
sürekli çalsın
garip bir dinginlik verir sanki 
işte bu bana iyi geliyor :)

Olmayan Bir Sevgiliyi İnatla Beklemek

Yalnız insan nedir ki

sayıklayan bir acıdan başka?
Olmayan bir sevgiliyi beklemek bile,
bir başına olmaktan anlamlıdır.
Yapayalnız ne yapabilir ki insan;
son otobüsle gelecek birini beklemiyorsa...
Gelmese de sevgili
onu umutla beklemek,
umutsuz bir aşk filmini seyrederken
kendine bağlanmaktır.
Olmayan bir sevgiliyi inatla beklemek;
utandırmaktır aşkı...



Cezmi Ersöz




10 Kasım 2010 Çarşamba

İnsan Yanlız Yaşayınca...

herşeyi erteliyor genelde, bugün değil yarın aman yok boşver ertesi gün...
tembelleşiyor, boşver dağınık kalsın ya da aman ne hazırlıcam bu saatte yemek mi yenir?
unutkanlaşıyor, en son kime çay demlemiştim ya çayda küflenirmiymiş?
dağıtıyor, kim gelecek ki zaten kafana göre takıl?
ne yaptığını bilemiyor, televizyon açık bilgisayar açık radyo açık...
planlar yapıyor, alınacakların listesi ne eksikti evde? maaşı çek kredi kartına yatır!
müsrifleşiyor istemsizde olsa, aman parayı kazanmıyor muyuz harcamayıp napcaz ki? ya da aa ben geçende yine mi peynir almışım, evde domateste varmıştı tüh, ekmek stoğu yapcam yakında...
şaşırıyor, bir kişiden bu kadar çöp nasıl çıkar? her hafta buzdolabı mı boşaltılır?
kontrollü olmaya çalışıyor, faturalar yatmış mı? kapıları kilitlemiş miydim? anahtar yanımda mı?
tedirgin oluyor, ya yine mi böcek neredeydi bu böcek ilacı? bu yıldırımlar kesin çatıya düşüyor nasıl bir ses Yarabbim!
hep birileri gelsin istiyor, kıslar hadi gelin size kek yapim :), ya ne zaman gelceksiniz bana :(
sürekli birilerini özlüyor, o uzak, o da uzak, öteki de, diğeri de :((
ömrü yollarda geçiyor, hafta sonları niye var ki arkadaşlarla özlem gidermeli ;)
sürekli düşünüyor, onu ne yapsam, buna ne desem, şunu nasıl halletsem?
sessizliğe alışıyor ama gürültüyü de özlüyor, oh sessiz sedasız evim ama şimdi benimkiler olsa burda hepsi bir ağızdan konuşsa gülme krizleriyle ağlama terapileri birbirine karışşa :( nasıl bir yer burası ne bu kimse yaşamıyor mu bu apartmanda bi tıkırtı bile yok :S
biriktiriyor, söylemesi gerekenleri herkese söyleyemeyince telefonlarda anlatılamayınca herşey...
sıkıntısını atacak bir şeyler arıyor, odanın şeklini mi değiştirsem koltuk şuraya televizyon buraya böyle iyi gibi yok yok şöyle daha iyi olacak sanki
yapamadıklarına bahaneler türetiyor, yanımda biri olsa çalışırım aslında, yemekte yaparım, romanlarımı da bitiririm
herşeyden uzaklaşıyor, nerde o dizikolik ben şimdilerde ya televizyon hiç açılmıyor ya da kendi kendine çalışıyor işte...
daha umursamaz yaşıyor, kim ne derse desin aman bana kim bir şey diyebilir ki
sahipleniyor,ev benim nasıl istersen herşey öyle olacak!
sinirleniyor, eşyalarımın yerini değiştirme anne burası benim evim yaaa...
özgürlüğe açılıyor müdahalelere sonuna kadar kapalı, karışmayın bana bu benim hayatım, istemiyorum yapmayacağım, hadiii ben gidiyorum görüşürüz ;)
moraline göre evi de renk değiştiriyor sanki, haftasonu radyomuzu açalım güzel bir keyif kahvaltısı gibi var mı :) şarkılar söyleyerek temizliğimizi de yaptık mı oh mis gibi evim :))
zaman öldürüyor, bu internet nasıl bir şey ya hiçbir şeyde yapmadım gene saat 3 olmuş :S


8 Kasım 2010 Pazartesi

Hisset, Düşün, İnan !!!

Unutma ki bazen yaptıklarınla değil hissetiklerinle yönetirsin her şeyi. 
Kalbinden geçen gerçek olur. 
Öyle düşün 
ve etrafındaki her şeyi bugüne dek olduğu gibi sevmeye devam et. 
Çünkü sevgi ve inanmak hiçbir ilacın yapamadığını yapacaktır. 
İnan ve dinle lütfen!

Mevlana



7 Kasım 2010 Pazar

Bir Varmışım Bir Yokmuşum

ben nice depremler gördüm kolay kolay yıkılmam
her defasında kaybetsem yine de hiç üzülmem


aslında bu kadar da kırılgan değildim
kendi yarattığım düşmanlara yenildim
bir kayboldum sonra tekrar belirdim
masallardaki gibi bir varmışım bir yokmuşum...


sen bana imkanlar sundun ben bunu kabul edemem
şimdiye kadar yanlızdım öyle pat diye değiştiremem


korkarsam sakince ıslık çalarım
ben susmam sende susma ki korkmayalım
malesef az sonra gitmem lazım
huyum böyle aynı yerde hiç kalmamışım


sertab erener - bir varmışım bir yokmuşum - 2010 | izlesene.com

2 Kasım 2010 Salı

Dert ~ Sıkıntı --> Şükür ~ Güç

geldi mi hep üst üste mi gelir?
herkes beni dert edinmiş anlamadım ya...
size ne benden!
size ne benim başıma geleceklerden!!
size ne benim işimdem!!!
sanki kafamda dolanan milyonlarca düşünce yetmezmiş gibi
bir de millete açıklama yapmak zorunda kalmam sinirimi bozuyor
ben anneme babama açıklama yapmazken
bu iş hayatına başladım başlayalı kendini otorite ilan etmiş insanlara çatıyorum (Allahtan sürekli değil)
otorite olan sesini çıkarmazken
yanında dolanan gereksiz insanlar size ne demek düşüyor?
kendinizi tatmin etmek adına beni kullanabileceğinizi sanmayın
daha önce olmadı şimdide olmayacak!
beni herkes biliyor, tanımayanda tanır zamanla
ben işimi yaptıktan sonra
üzerine kendimi geliştirmek için yaptığım şeyler size neden batıyor anlamadım!
neyse bozmak istemiyorum moralimi ki zati düzeltemedim daha
zombi gibi dolanıyorum ortada nedensiz...
ama ya bir de bunların üstüne olmayacak iş olur ya hep
yine muhattap kalırsın ya bu kişilerle
hemde senin işin yüzünden
işte buna sinir oluyorum :(
Allah'ım beni sınıyorsun sanırım
diyecek bir şeyim yok
ya sabır!!!

***
yukarıdaki karalamam için resim ararken aşağıdaki videoyu buldum
utandım kendimden...
evet biliyorum benim ki dert değil can sıkıntısı kimilerinin yanında
şükürler olsun halimize
herşey elimde
her istediğimi yapabilirim
şu yaşıma kadar ailemin desteğiyle ve bütün olanaklar önüme sunularak geldim
ve yine şükürler olsun ki artık hayatımı kazanabiliyorum
kimseye bir muhtaçlığım ya da göz yummam yok
aslında dünya üzerindeki şanslı insanlardan biriyim
ama işte şu duygular yok mu?
adamı bir o tarafa bir bu tarafa savuruyor
işte size karmakarışık bir ben yine iki arada bir derede
ama herşeye rağmen güçlü olduğunun farkında,
şanslı olduğunun bilincinde...

Not:
Bu videoda benden canı sıkılanlara gelsin
hayatta hiçbir şey üzülmeye değmiyor
Allah gerçek bir acı yaşatmasın
onun dışından herşey gelip geçici...


Canı Sıkkın olanlar Kesinlikle İzlesin | Facebook Video

30 Ekim 2010 Cumartesi

Hayat Benim Elimde!?

hayat benim elimde...
elimde mi acaba?
kafam bozukken arkamı dönüp gidemiyorken
herkes ne hali varsa görsün diyemiyorken
para da neymiş deyip ıssız bir adaya kendimi atamıyorken
ve tropik meyvelerle yaşam mücadelesi veremiyorken :)
zor...
evet hayatta vazgeçemediklerim var
koyup gidemediklerim, arkamı dönemediklerim var
buna rağmen, 
yani hayatın belli çizgileri içerisinde hayatımı kontrol edebiliyorum
bunun için önce kendimi bilmem lazım, kendimi anlamam
darmadağan olan beni toparlamam lazım
işin büyük kısmı bu!
kendimi anladığım anda takmayacağım peşime dertleri,
uzaklara iteceğim beni üzenleri,
ve geride bırakacağım bütün sorunları 
işte o zaman apaydınlık olacak yolum ;)
ondan sonra Zeynep Dizdar söylesin biz eşlik edelim
durmam artık ben yerimde :))


Zeynep Dizdar - Hayat Benim Elimde 2010
Yükleyen izzmirli. - Öne çıkan müzik videolarını izleyin.