31 Temmuz 2010 Cumartesi

Şarkılı Bir Masaldır Yaşamak...

Bu hayat benim yazdığım bir masal,
Her geçen gün eklenen ve eksilenleriyle...
Bu masalda bir bölümü daha bitirdik,
Neler neler yaşayarak...
Ama inan yine de güzel yaşamak ;) 

30 Temmuz 2010 Cuma

Ses

İnsan nasıl seneler sonra duyduğu sesi, daha dün yanındaymış gibi hisseder...
Seneler geçsede üzerinden nasıl bir anda döner o okul sıralarına, sokak aralarına....
Ansızın duyulan bir sesle nasıl yüreğinde hep yer ettiğini anlar insanların ...
Seneler araya giremez eğer yürekteyse duyduğunuz ses...
Siz kaldığınız yerden devam edersiniz,
Sanki onca zaman geçmemiş, onca şey yaşanmamış gibi...
Daha dün gibi :)

24 Temmuz 2010 Cumartesi

My Blueberry Nights

"It wasn't so hard to cross that street after all,
it all depends on who's waiting for you on the other side."




23 Temmuz 2010 Cuma

Ne olacaksa olsun!

Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin.
Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz,
Yarına kalacaksa bugün olmaz.
Bütün mesele hazır olmakta.
Madem hiçbir insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış,
Erken bırakmış ne çıkar,
Ne olacaksa olsun!

W. Shakespeare

18 Temmuz 2010 Pazar

Gönül & Denge

Gönül ağlar belki karalar bağlar
Bundan kime ne ?
Dengeyi yine kendisi sağlar
Bakar olana bitene ...

15 Temmuz 2010 Perşembe

Şans, Kader ve Tesadüfler

"Eger çok şanslıysanız; hayatınızda bir kere, hayatınızı önce ve sonra olarak ayırabilecek biriyle tanışacaksınızdır." 
My Sassy Girl

Şans her insanda olmayabilir ama hepimiz küçük tesadüfler yaratabiliriz...
Kader bizim tercihlerimiz; hangi yolu seçersek o yol hayatımız olur.
Tercihlerimiz hayatımızı şekillendirir,
Yaşanılacak olaylar, karşılaşacağımız insanlar tamamen bunun sonucudur.
Kader alın yazısı değildir; Yaradan'ın bildiği hayatımızdır.
Yaradan bizi herkesten hatta kendimizden bile daha iyi tanır 
Ve ne zaman, nasıl davranacağımızı bilir.
İşte buna "kader" denir. 
Yaradan yaradılanı bilir. Yaradılan ise yolunu seçer.
Yani asıl kaderimizi çizen biziz...
Hangi yoldan gidiceğimizi, kime güveniceğimizi, 
Ya da kime ne söyleyip ne söylemeyeceğimizi biz belirleriz.
Ve eğer gerçekten sevdiğimiz birini bulacak kadar şanslıysak, 
Onun için ufak tesadüflerde yaratabiliriz ;)
 
"Kader; sevdiğin kişi için, tesadüflerden bir köprü inşa etmektir." 
My Sassy Girl
 

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Yanlış Masalın Kahramanları

"Biz yanlış masalın kahramanlarıyız seninle, bu bizim hikayemiz değil..." 
Kalp Ağrısı

Bizim masalımız neden hep başka masalların arasına karışmış?
Neden hep dolanıp duruyoruz başkalarının masallarının içinde?
Ne zaman başlayacak bizim masalımız?
Çok mu zor bir masala başlamak, bir masalı başlatmak, bir masalı yaşamak?
Ya da bir yerde başlamasına rağmen biz nerde kaçırdık seninle başlayan masalımızı, nerde ayrıldı yollarımız?
Bir masal kahramanı yolunu kaybettiyse ne yapmalı?
Nasıl bulmalı yolunu, eşini?
Ya başkalarının masallarına kapılıp kendininkini unuttuysa...
Sahi nasıl başlıyordu bizimki?
Bir varmış, bir yokmuş...

Sen Eşittir Ben

Gün karanlıksa etrafın bulanıksa,
Kaderin sana düşmansa benden çok da farklı değilsin
Yağmura saygın sonsuzsa aşka hiç inanmıyorsan,
Zorla günleri sayıyorsan aynı kişi bile olabiliriz...



2 Temmuz 2010 Cuma

Aşık Erkek

"Sadece aşık bir adam fahişelerle yatmayı reddeder"    
Kiralık Sevgili


    Aşık bir adam nasıl olur? Dağları delen Kerem, çöllere düşen Mecnunlar biliriz. Aşıktır onlar Aslı'ya , Leyla'ya, aşka aşıktırlar... Ne mucadeleler verdikleri aşkları uğruna; heba olup gitmişler kimine göre, kimine göre ise asıl aşka ermişler... Masallardaki aşklar hep imkansızdır, belki de bu yüzden aşk imkansızlık olarak yerleşmiştir az çok bize de...Doğrusunu bilmek güç artık günümüzde çünkü yılların göz kırpmadan heba edildiği, ölümüne sevilenin beklenildiği günler çok eskilerde kaldı. Günümüzde herşey gibi aşkta saniyelik bir olay, bir nevi elektrik meselesi... Dolayısıyla aşka inanç kalmadı pek ya da şöyle söylemeli aslolan aşk değil duyguları anında yaşayıp tüketmek oldu şimdilerde... Ve bizim gibi 80lerde doğup 90larda gençliğini yaşayanlar 2000li yıllarda bocalama dönemini yaşadı vede yaşıyor hala... Çünkü biz masallarla büyüdük, masallara inandık ve bir süre sonrada masalları aradık... Sonuç mu? Bana sorarsanız 1000 kişiden 1inin gerçekten aşkı yaşama ihtimali olduğuna inanıyorum ya da inanmak istiyorum diyelim. Çünkü beyaz atlı prenslerin sevdiğini aradığı zamanlar çok eskilerde kaldı, herkes hayat karmaşası içerisine öle bir girmiş ki aşk mı o da ne? gerçekten bir ihtiyaç mı yoksa gereksiz bir üzüntü silsilesi mi? Anlıyacağınız artık günümüz erkekleri prenslik vasıflarını üzerinden attılar.
    Aşkın; hoşlanma, sevgi, tutku, kıskançlık ve benzeri birçok duyguyla eş tutulduğu bir dönemde yaşıyoruz, bu zamanda aşkı masallardaki gibi algılayan; canından can alsalar onun içinse kılım kıpırdamaz diye düşünen, o gelecekse bir ömür beklerim diyen ya da onsuz bir hayatın eksiklik olduğunu hissedenler sanırım pek kalmadı. Kalanlar içerisinden birini bulmakta bir o kadar zor...
    Arkadaşlarımıda geçen zaman içerisinde birbir evlendirirken daha da bir önem kazanıyor aşk ve erkekler... Onların erkeklerine bakıyorumda gerçekten çok çabaladılar günümüz şartlarına göre birçok sınavdan geçip, birçok sıkıntıya katlandılar ve evet onların aşkına inanıyorum. Aşkı gerçekten yaşayan arkadaşlarımı görmek beni çok mutlu ediyor.
    Peki nasıl bu aşık erkekler?
1- Aşık erkek, sevgisine sahip çıkar ve onun için savaşır,
2- Aşık erkek, sevdiği kızı dünyasının merkezi yapar.
Sanırım bu iki madde yeterde artar bile... Bundan çıkarılması gerekeni anlayabilen anlayacaktır diye düşünüyorum.Ama başlangıç sözümüzüde 2. maddenin içinde bir alt başlıkta şöyle değerlendirebiliriz;
Aşık erkeğin sevdiği dışında diğer cinse karşı bir arayışı yoktur, kalmamıştır çünkü aranan prenses bulunmuş ve tahtına oturtulmuştur çoktan, gerisi teferruattan ibarettir...