geçen bir hafta...
arkadaşla eskiye dönüş, yeniyi değerlendirme, umutlar ve hayaller...
o arada izlenen, özlenen filmler...
tatil, elizabethtown, akıl oyunları, bir erkek 10 günde nasıl kaybedilir, v for vendetta
karadenizlilere karşı ayrı bir sempatim olmuştur hep bu sanırım onların sıcakkanlılıklarından, yaşadıkların yerlerin güzelliklerinden yani doğallıklarından... müziklerini ise kazım koyuncu ile sevdim çok başka bir adamdı duruşunu, hayata bakışını, herkese yeteceğini inandığı sevgisini, enerjisini sevdiğim nadir sanatçılardan biridir şair ceketli çocuk... çok erken ayrıldı aramızdan bir konserine bile gidemedim o hala acıtır içimi... onunla farkettim karadeniz müziklerinin insanın içine işleyen sözlerini en son yüreğine sor filminin müzikleriyle karmate'yle tanıştım yeni, derin ve içten müzikleriyle... şöyle bir bakınca hiç alakam olmasa da karadeniz müzikleriyle ve insanlarıyla beni sarmalıyor etrafımdaki karadenizlilerin fazlalığını dile getirmeme gerek yok sanırım :) filme gelecek olursak benim için yeni bir hikaye işte esma yanar duman olur ve derler ki ateşte serin gelir sevdalıktan yanana... yine eski zamanlar, yine saf bir sevda, yine imkansızlıklar ve yine ayrılık... benim sevda anlayışım budur işte kimseye anlatamıyorum ama belki bir gün biri anlar elif şafak'ın uzaktan sevmek yazısını okuduğumda evet demiştim işte benim gibi düşünen biri daha varmış sevmek kelimesine benim yüklediğim anlamı yükleyen biri daha insan tek taraflı sevebilir ya da karşılıklı olabilir ama hep biri daha fazla sever leyla'nın da dediği gibi sevgisini sır bilen, onu gözünden sakınan, içinde büyüten hep daha fazla sevmiştir öyle ki sevdiğinden ve gerekirse kendinden vazgeçme pahasına...
Kapalı bir sandığın içinde günışığına çıkmayı bekleyen, kıymeti bilinmemiş bir define değilim ben. Hakkımda soracağın her sorunun cevabı üç aşağı beş yukarı sende saklı zaten. Beni keşfetmeye çalışmanı da, keşfettiğini sanmanı da istemem. Tanımak zorunda değiliz birbirimizi, daha bir arpa boyu tanıyamamışken kendimizi. Başkaları hakkında edinilen bilgiler ,çöplükten gelişigüzel çıkarılan yiyeceklere benzer. Tadına bakamayacak olduktan sonra, kokutmak zorunda değiliz beynimizde.
sene 2002 son kasetlerimi aldığım yıl
o zamanki şarkılarım aklımda şu sıralar
onları sıralamak istedim
belki bir hatırası vardır
belki götürür bir yerlere dinleyince
belki birini hatırlatır
belki birini uğurlar...
ama istediğim bir şeyinde en zor kısmını bitirdiğim bir sene olacak inşallah
benim için çift biten seneler hep dolu dolu geçen ve sıkıntılı dönemlerin geride kaldığı yıllardı dolayısıyla ayrı bir güzelliği vardır
yine öyle olacak 2012 bana istediklerimi verecek
ama 2011 öyle mi :(
2011de yapmam gerekenlerin listesi çok uzun
gerçi düşününce de 2011de bunları yapmasan 2012 beklediklerimi vermeyecek
neyse biz polyanna modumuza geri dönelim en iyisi :))
bu yılda olabilecek güzelliklerden bahsedelim
2011 için yılbaşını 3 kez kutladım
enteresan oldu aslında ilki hicri yılbaşıydı aşuremizle girdik yeni yıla
özel bir şey yapmadık ama herkesin mutlu olduğu
ve hayatımda tattığım en güzel aşureyi yediğim gündü
ki herkeste öyle düşündü ;)
demek ki ağzımın tadının güzel olacağı bir yıl olacak :)
2.si tam bir kutlamaydı
ilk defa arkadaşlarında hevesiyle
şapkalar, maskeler, süsler eşliğinde
10 gün otursak bitiremeceğimiz kadar yiyecek ve içeceğin olduğu
müzikle çoştuğumuz ama bir süre sonra iş yorgunluğuyla koltuklarımıza çekildiğimiz
oyunlar oynayıp eğlendiğimiz bir gün oldu
aslında bu gitmesi muhtemel bir arkadaşa vedaydı
hatta bu toplanan grubun bir daha ki seneye burda olma,
hatta ve hatta bu sene dışında bir daha bir araya gelme şansı bile kim bilir ne kadar...
büyüdükçe ne kadar çok kişiden ayrılmak zorunda kalıyoruz
bu fiziksel olarak yanımızda olamamaları sadece ama ister istemez eskisi gibi de olmuyor
neyse bu hüznü o gün yok ettik, düşünmedik ve eğlendik
iyi ki yapmışım dediğim şeylerden birisiydi :)
ee o zaman bu kutlamadan sevdiklerimle birlikte geçecek bir yıl olacağını çıkarabilirim :)
3.sü yani 31.12.10 tarihinde yeni yıla cancağzımın evinde aile ortamında
tv izleyerek, müzik dinleyerek, konuşarak ve geçikmiş bir doğum günü için süpriz yaparak girdim
tabi saat 00:00 itibariyle aradığım ve arandığım kişilerde hayatımda her zaman olacak özel kişilerdi
yani 2011i sevdiklerimin herzaman yanımda olduklarını bilerek huzur içinde geçireceğim :) 01.12.11 tarihini de eklemek gerekir bence o günde baya hareketliydi başlangıcı hüsran olsada bir doğum günü süprizi daha yaptık arkadaşla baya komedi bir durumdu oda bizde unutamıcaz :) ardından bir bowling turnuvası yaptık eğlenceliydi çok başarılı olduğum söylenemese de ;) buradan da süprizleri genelde benim yapacağım ama arkadaşlarım mutlu olduğunda ben daha çok mutlu olduğum için hep beraber çok mutlu olacağımız bir sene olacak :)) Allah'ım ben gerçek bir polyannayım sanırım :)))
ama olsun 2010dan şunu öğrendim
beni ancak ve en çok ben üzebilirim, üzdümde hatta fazlasıyla ve gereksiz
ama bununla birlikte beni mutlu edecek kişininde kendim olduğunu gördüm
ben güzel düşündüğüm sürece herşey çok güzel olacak inşallah Allah'ın izniyle...
bu yıl bazı planlarımı ertelemek ve çok çalışmak zorundayım