15 Ağustos 2012 Çarşamba

İnanmadan söyledik, yine öldük

Aşktan bahsettik, aşkı tanımıyorduk.
Öldük, ölmüyorduk.
Sadakkatten söz ettik, sadakati bilmiyorduk.
Sevdik, aslında sevmiyorduk. 
Aldık, veriyorduk; verdik, alıyorduk.
Söz yerini buluyordu sadece, iyi düşüyordu, uygun.
İçimiz bir hoş, habire büyüyorduk...
Söylemesek ölürdük.
İnanmadan söyledik, yine öldük.

Nazan Bekiroğlu ~ Mor Mürekkep

10 Ağustos 2012 Cuma

Yaşamını bir şey beklemeden yaşayacaksın!

Ne çok şey beklediğini biliyorsun; gene, bekleyeceksin onları (elinde değil bu);
ama beklentilerinin ne ifade ettiklerini,
ne anlama geldiklerini -beklediğin, beklediklerin de,
birgün tutup gelirlerse, onların da
ne ifade edeceklerini, ne anlama geleceklerini-
bilerek yaşayacaksın.
Ne beklediğini bilerek -ama, beklemeden-
yaşayacaksın: en çok beklediğinin de, gelse bile birgün
hiçbir zaman beklediğin anlamda gelmeyeceğini bilerek...
Yaşamın bir bekleme olacak - ama,
beklemeden yaşayacaksın.

Oruç Aruoba

Söyle ya da Sus

- söylesene
+ !
- hadi söyle
+ ?
- söyleee
+ ???
- tamam tamam sus
+ ...
***
- söylesene
+ .........

9 Ağustos 2012 Perşembe

Gece ~~> Let's Twist Again ;))





8 Ağustos 2012 Çarşamba

Gece Senindir...



Not: Mücize nağmelerden bir hatırlatma bu geceye çok yakıştı bence...

Hadi Bana Kendini Anlat

ben ayım diyebilirim aslında
bana vuran güzelliği etrafıma iletir
aydınlatırım ortalığı karanlığa inat
ama bir o kadar da karanlığımdır
her zaman göstermem kendimi
hep karanlıkta kalan bir yanım vardır
ama sanma ki kötülükten yana
her ne kadar masum olmasakta
kendime kaldığındandır hep bir şeyler
söyleyip üzmek istemem kimi zaman
ya da kırılıp belli etmem sevdiklerime
bir yanım bana özeldir sevdiklerimden sebep
çoğu da bilir bunu kendi halime bırakır beni
bir zaman tam anlamıyla gösteririm yüzümü
ne bir kuytu ne bir giz
mutluyumdur işte herkes görsün isterim
herkeste benimle birlikte mutlu olsun
umut doludur içim
tüm kötülüklerin biteceğine inanırım
o vakit kimse inandıramaz beni kötü şeyler olacağına
ama bir vakit aniden bir karanlık çöker üstüme
kimse göremez beni karanlıklara karışırım
melankolinin dibine vururum
ağlamaktan helak olabilirim
sanki herşey kötü gidiyormuş
kimse kimseyi sevmiyormuş
dünya kötülük yetiştiriyormuş gibi gelir
sonra birden bir ses gelir uzaklardan
napıyorsun? saçmala der gibi
omzuma uzanan bir dost eli gibi
çıkarır beni o karanlıktan yine aydınlanırım
aydınlık umuttur, mutluluktur benim için
dosttur, ailedir, sevgidir
karanlıkla aydınlığın geçişiyim aslında ben
gel gitlerle dolu sonu gelmeyen döngümde yaşar dururum...

7 Ağustos 2012 Salı

Aşk Neymiş? Ne Değilmiş?

eksik olanı bulduk sonunda
bizde inanmak eksikmiş
bu yüzden zormuş meğer aşka inanmak,
O'na inanmak,
bir gün geleceğine inanmak,
herşeyin pembe olacağına inanmak...
komik geliyor acı bir şekilde
bunca yılın beklenmişliğine karşılık hiç gelmeyen bir adam
şimdi gelde onun varlığına inan
aslında suç onda değil
bizi onun varlığına, aşkın gerçekliğine inandıran filmlerde, şarkılarda, masallarda...
hep diyorum ya aşk masallarda kalmış diye yalan diyen beri gelsin
kim gördü aşkı? kim yaşadı?
tutkudan, hoşlanmadan, etkilenmeden ya da benzeri geçici şeylerden bahsetmiyorum
kim imkansızlığına doğru deli gibi koştu? hiçbir şey beklemeden, düşünmeden...
kim birine aşık olduğunu gösterdi? hesapsız, kitapsız...
kim geceleri sadece birini düşünmeden edemiyor? düşüneceği milyonlarca şey varken...
kimin hakkaten canı yandı? ölüp ölüp dirilircesine...
kimin kapanmayan yarası var? her an kanayan...
aşkın bazı belirtileri olmalı bence
sıradan olmamalı!
yoksa tüm dünya aşıkta bir aşk özürlü ben miyim?
bir insanın iki günde bitemez aşkı!
aşk bu ya boru mu?
o dediğin aşk değil işte canım benim
insan aşık olduğu adamla arkadaş olamaz!
kim dayanabilir başka birine aşkını gelip anlatmasına?
yerin dibinde olmak istersin o sözleri duyacağına
yok canım o da aşk değilmiş zaten
elektrik olayına hiç girmeyelim isterseniz
benim şartaller o konuda hep atık...
herkes o kadar çok aşktan bahsediyor ki
o kadar çok kullanılan sıradan bir kelime ki
anlamını korumasını geçtim kirlendiğini düşünüyorum
aşk artık masum değil malesef
geçici heveslere kurban edildi!!
bize de yasını tutmak kaldı sanırım
bir zamanlar aşk vardı
ama biz yoktuk...

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Türküm! Türküz!!

bir insanın hayatını elinden almak ne kadar kolay ya
bir de insanların ölümü üzerine yapılan konuşmalara bakınca
insanın içi daha çok yanıyor
insan sorgulamadan edemiyor niye yitiyor bu canlar
şu üzerinde gezilen toprak parçasını bir doyuramadık kana
canlar seve seve feda da
boşa mı bunlar?
oyun içinde oyun oynanırken
boşa mı bu ağıtlar?
vicdan kimilerinde hiç kullanılmamış haliyle duruyor
ve insana iğreti veriyor yapmacık tavırlar
yanıyor yürekler, ocaklara ateş düşüyor
ama gündem hemen değiştirilmeye çalışıyor...
ne kadar uykuyu seven,
ne kadar umursamaz bir toplummuşuz
bizi vuruyorlar bizim umurumuzda değil
Suriye'ye nasıl gireriz çabalarındayız hala
adamlar öyle bir ahkam kesiyor ki
sanırsın en önde yer alacak çatışmada
o gitsin sıcacık evinde parasını verip ya da çürük ilan edip askere bile göndermediği sevdikleriyle otursun
sonra bıçak kemiğe dayanmış da yok yeter artıkmış da
dadadada....
***
Türküz biz ya atalarımız boşuna ölmedi
bu çocuklar boşuna ölmüş olamaz!!
biz kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla cephede yer almışız
gerekirse yine alırız!!
biz vatanı uğruna seve seve can vereceklerdeniz
inanıyorum ben bu millete
uyanacaklar artık inşallah!!


5 Ağustos 2012 Pazar

Komik Durum

bazen bir şey hissedersiniz
sanki var gibi yok gibi
kafa karışıklığı gibi
gibi gibi...
sonra adım atmak istersiniz emin olmak için
ama bir sonuç alamazsınız
bu sefer beklemeye koyulursunuz
anlaşılır nasılsa herşey zamanla
sonra samimiyetsiz inkar çabaları görürsünüz
sanki sizde var olanı yok etmek istermiş gibi
halbuki olmayan bir şey için
komik bir çabadır yapılan
güler geçersiniz...

yola devam ;)

Aslında

Bir şey mi olur?
Bir eksik mi var?

Yıllar Öncesinden Bir Sesleniş


14.04.07 

3 Ağustos 2012 Cuma

Zamanla Anlaşma

büyüyoruz ne kadar inat etsekte zamana
belki yüzümüze, huyumuza, suyumuza yansımasa da
yılların son iki hanesi sürekli değişiyor
bizimde 2 haneli yaşımıza her sene + 1
büyümeyi sevmiyorum
her sene ayrı bir sorumluluk ayrı bir yüzleşme
inadıma inat zaman
ben kaçtıkça al sana bir de bununla uğraş bakalım der gibi
ama haksızlıkta etmemekte lazım
çok güzel zamanlarım oldu olacak eminim
geriye bakınca hep güzel şeyler hatırlıyorum
her an bir gülümseme suratımda ve bir özlem kalbimde
gülmekte hiç zorlanmayan biri olarak
hayata çok gülmüşlüğüm var
günü geldi acısına bile gülüp geçtim
işte bu en önemli büyüme belirtisi!!
acıya da gülünebiliyormuş zamanla
o kadar gözyaşının boşa akıtıldığını da anlıyor insan zamanla
zaman kesinlikle çok iyi bir öğretici
yeri geliyor severek, yeri geliyor süründürerek...
***
zaman elimden çocukluğu saflığımı alır bir gün
ben de diğerleri gibi olurum diye korkuyorum aslında
ne kadar bazılarına benzemek istesem de bazen
bu halimi seviyorum
kendi yarattığım dünyamda yaşamak güzel
gerçeği hayallerle süslemek mutlu olma sebebi
işte bunları alma benden zaman
hadi son haneye bir ekleyelim seninle
ama bana dokunma
anlaşabilir miyiz acaba?