20 Ekim 2010 Çarşamba

Hayatın İleri Sarma Tuşu Nerede???

Çok sıkıldım...
yapmak zorunda kaldıklarımdan;
ve zorunluluk olduğu için yapmakta zorlanıp tembelliğe vurmaktan
sevdiklerimin benden uzak olmasından; 
kafam bozulduğunda atlayıp gideceğim mesafelerin 4 saatten başlamasından
zamanı yetirememekten;
gereksiz işlere kafa, zaman harcayıp aslolana zaman ayıramamaktan 
doğru zamanı bir türlü tutturamaktan;
yaşanması gereken şeyler için ya erken ya geç olmasından
uzun zamandır bir türlü doya doya ağlıyamamaktan;
içimi bir dosta yüzyüze dökememekten, telefonlarda gözlerim dolmasından
insanları anlayamamaktan;
anladığı mı sanıp aslında kendimi kandırdığımı farketmekten 
herşeyi içime atmaktan;
aman üzülmesinler, kırılmasınlar, huzurları kaçmasın diye biriktirmekten
ne kadar çok sevsemde evimi, evde birinin olmamasından;
gelip gidip kendi sesinden başka ses duymamaktan
aklımdakilerini yapamamaktan;
zaman, yer ve kişileri bir türlü yanyana getirememekten
insanların beni anlamamalarından;
karşımdakilerin sözlerin altında yatanı aramamasından
insanların hayatı gel, git, yat, kalk, çalış gibi düşünmesinden;
benimse hayata ufacık bir güzellik bile katmasak,
o güne anlam katan bir şey görmesek, öğrenmesek 
boş geçtiğini düşünmemden
ileriye dair birçok hayalim,umudum varken;
bazen kendimi bir umutsuzluk selinin ortasında sürüklenirken bulmaktan
okumayı özlediğim için bir sürü kitap alıp okuyamamaktan;
her başladığım romanı yarım bırakmaktan
televizyon izlemenin içimden gelmesinden;
kötü haberler, ihtiras ve ahlaksızlık boyutunu aşmış diziler 
izlemekten kaçmaktan
bu yüzden haberlerden bir haber kalmaktan
bu internet denen meretin beni elegeçirmesinden;
aklıma geleni, gördüğümü aramaktan 
neymiş, ne değilmiş öğrenmeye çalışırken günü bitirmekten
işte gereksiz odaya bağımlı kalmaktan; 
gelecek olarak görünüp gelmeyenlerden
ve bu yüzden diğer işlerimin aksamasından
herkes işini saati geldiğinde bitirirken;
benim saat gözetmeyip iş bitene kadar uğraşmamdan
hatta nerdeyse kurumu çoğu zaman benim kapatmamdan
bana iş hayatında moral olan kişilerden bir şekilde uzak kalmaktan;
işte sevdiğim kişilere geçici görev verilmesinden 
ya da bir şekilde gün içinde görememekten
milletin herşeyi bırakıp 
benim sorumluluğumdaki şeyler hakkında yorum yapmasından;
güya bana laf söylemeyip lafları dizmelerinden
ve içimden kimseye tek bir söz söylemek gelmeyip geçiştirmekten
iş hayatını işte bırakamamaktan;
evdede düşünüp edip uğraşmaktan
tek başınayken içimden yemek yapmanın gelmemesinden;
keşke birileri gelse diye aranmaktan
yakın arkadaşlarımın birbir evlenmesini fırsat bilenlerin
evlilik konusunda baskı yapmaya çalışmasından;
ve benim bu konudaki agresifliğimi bir türlü anlamamalarından
sadece bir kişiyi beklediğimi anlatamamaktan;
milletin suratıma hiç aşık olmadın mı tipinde safsaf bakmasından 
insanların her duyguyu aşk sanmasından; 
sonra dumur olup kendilerine eziyet edip 
yarın gene aynı hatayı yapmalarından
bir de bunu sizinde yapmanızı beklemelerinden
niye yapmadığınızı anlamamalarından
kendimle uğraşacak çok zamanım olduğundan mıdır bilinmez,
gereksiz, anlamsız işlerle uğraşmaktan ve bunu sadece bir kişiyle paylaşabilmekten
işin anlamsızlığı yüzünden deli gibi düşünüp düşünüp bir mantığa oturtamamaktan
ve bunu çözememiş olmanın anlamsız bir şekilde beni rahatsız etmesinden 
insanlara kıyamamaktan;
hayır diyememekten, 
desem bile iki duygu sömürüsüne kanmaktan geri adım atmaktan 
kararsız kalmaktan;
aklımda milyonlarca düşünce olup adım atamamaktan
yarın ne yapacağımı bilememekten
evet çok sıkıldım şu an durduğum yerden, bulunduğum durumdan
hayatı ya ileri sarmalı atlatmalı şu dönemi 
ya da geri dönüp mutlu olduğun bir anda kalmalı sonsuza dek
ama ne mümkün di mi ? :(



0 yorum:

Yorum Gönder