15 Ağustos 2010 Pazar

Suskunluğum

Kimseyi kırmayayım diye uğraşırım..
Herkes iyi olsun diye..
Susarım bu yüzden..
Öyle herkes gibi küçük şeylere takılmam..
Güler geçerim çoğu zaman..
Kırılırım ama yinede kırmam..
Üzülürüm belli etmem..
Sanarki dışarından gören biri; Dertsiz, tasasız..
Öyle herşeye gülüp geçmemi; umursamaz..
Böyle sanarlar işte...
Oysa içimde yaşarım...
Öyle bir yaşarım ki dışımdaki sessizliğe inat fırtınalar kopar bedenimin her yerinde..
Biriktiririm...
Kimseler üzülmesin yada en azından benim yüzümden üzülmesin diye..
Bilirler evet belkide herşeyimi..
Ama hep belli yüzlerini bilirler..
Bilmezlerki daha ne tarafları var..
İçimdeki kızgınlığı durdurmasını bilirim,
Bunu becerebilirim.
Ama herkesinde bir sabrı var...
Susarak nereye kadar ?
Gün gelir öyle bir konuşurum ki kimse anlayamaz bunun sebebini,
Ancak herkes birşeyler çıkarır içinden kendine...
Gün gelir tükenir sabrım ve içimdeki kızgınlığı susturamazsam eğer tanıyamazsınız beni,
Sustuklarım birer birer dökülür ortaya...
Geçiştirdiklerim gülüp geçtiklerim yığılır bir anda üst üste
Ve çok geç olur o zaman...
Beni anlarsınız elbet ama büyük bir pişmanlıkla...
Kırdığınız zamanlarımda anlamadığınız yada anlamak istemediğiniz beni anlayıverirsiniz bir anda..
Benim bu suskunluğum boşuna değil elbet vardır fırtınası sonunda...
                                                                                         Alıntı

 


0 yorum:

Yorum Gönder