26 Mayıs 2010 Çarşamba

İğde kokusu çoçukluğum...

İlk defa baharda bu kadar etrafımı sardı iğde kokusu
özlemim mi arttı
yoksa aileden, memleketten uzakta geçen 2. yıla girerken
bir hüzün mü çöktü bilinmez...
iş, güç derdiyle koşuştururken
çoçukluğumu anımsattı bana iğde kokusu...
çoçukluğumu özlemişim...
çoçukluk arkadaşlarımı, oyunlarımızı, okulu
hatta annelerimizin azarlarını bile özledim :)
oyun için harcanan bir dakika bile ne kadar önemliydi o zamanlar,
son saniyeye kadar sokakta kalıp,
annelerimizin üçüncü azarıyla koştur koştur eve giderdik
sorumluluk nedir bilmeden yaşadığım çoçukluğumu özledim
her fırsatı değerlendirip birlikte vakit geçirdiğim arkadaşlarımı özledim
evin balkonundan birbirimizle haberleşmelerimizi,
vakit kaybetmemek adına sokakta ekmek arası bir şeyler yemeyi,
bisikletle konvoy yapıp mahalleyi altüst etmeyi özledim
kazara başımıza bir şey gelirse annelerimizden nasıl saklarız diye son ana kadar dayanmalarımızı
sonra gecenin bir yarısı annelerimizden yardım istemelerimizi özledim
mahalle kavgalarını, sonrasında yaptığımız yorumları özledim
deli gibi koşturmayı,
rüzgarı hissetmenin özgürlük olduğunu düşündüğüm zamanları özledim
o zamanki dünyayı, o zamanki hayallerimi özledim
daha şu an buraya yazamadığım
ama gözlerimin önünden geçen çoçukluğumu çok ama çok özledim...
ve bu özlemimi depreştiren sadece ve sadece iğde kokusu...
çocukluğumun geçtiği apartmanın önündeki
gölgesinde oyunlar oynadığımız, dinlendiğimiz o güzel kokulu ağaç,
meğer ne kadarda işlemiş içime...
onca zaman sonra Ankara hala iğde kokuyor ve çoçukluğum bu güzelim kokuda saklı...

0 yorum:

Yorum Gönder